19. .yüzyıl, Osmanlı Devleti için çalkantılı bir dönemdi. Bu dönemde, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, imparatorluk içinde önemli bir güç haline gelmiş ve merkezi otoriteye karşı bağımsızlık mücadelesi vermiştir. İşte bu tarihi döneme ışık tutan önemli bir belgeyi sizlerle paylaşıyoruz. 1837 yılında Mısır’a gönderilen Sarım Bey’in, Mehmet Ali Paşa ile yaptığı görüşmeyi anlatan bu rapor, dönemin siyasi atmosferini ve Mehmet Ali Paşa’nın düşüncelerini anlamak için eşsiz bir kaynak niteliğinde.
Aşağıda yer alan metin, Sarım Bey’in raporunun Osmanlıca aslından günümüz Türkçesine yapılmış çevirisidir. Rapor, Mehmet Ali Paşa’nın Osmanlı Devleti’ne karşı tutumunu, Mısır’daki reformlarını ve Avrupa devletleriyle ilişkilerini detaylı bir şekilde ele almaktadır. Ayrıca, Mehmet Ali Paşa’nın bağımsızlık arayışı ve bu konuda Avrupa devletlerinden aldığı destek hakkındaki şüpheler de raporda dile getirilmiştir.
Keyifli okumalar dileriz!
Elbette, bu metni sitenizde paylaşmak harika bir fikir! 19. yüzyıl Osmanlı tarihiyle ilgilenenler için çok değerli bir kaynak olacaktır. İşte bu çeviriyi bir blog yazısı olarak sunmak için kullanabileceğiniz bir başlık ve giriş metni:
Başlık:
Tarihin Tozlu Sayfalarından: Kavalalı Mehmet Ali Paşa İle Bir Görüşme (1837)
Giriş:
yüzyıl, Osmanlı Devleti için çalkantılı bir dönemdi. Bu dönemde, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, imparatorluk içinde önemli bir güç haline gelmiş ve merkezi otoriteye karşı bağımsızlık mücadelesi vermiştir. İşte bu tarihi döneme ışık tutan önemli bir belgeyi sizlerle paylaşıyoruz. 1837 yılında Mısır’a gönderilen Sarım Bey’in, Mehmet Ali Paşa ile yaptığı görüşmeyi anlatan bu rapor, dönemin siyasi atmosferini ve Mehmet Ali Paşa’nın düşüncelerini anlamak için eşsiz bir kaynak niteliğinde.
Aşağıda yer alan metin, Sarım Bey’in raporunun Osmanlıca aslından günümüz Türkçesine yapılmış çevirisidir. Rapor, Mehmet Ali Paşa’nın Osmanlı Devleti’ne karşı tutumunu, Mısır’daki reformlarını ve Avrupa devletleriyle ilişkilerini detaylı bir şekilde ele almaktadır. Ayrıca, Mehmet Ali Paşa’nın bağımsızlık arayışı ve bu konuda Avrupa devletlerinden aldığı destek hakkındaki şüpheler de raporda dile getirilmiştir.
Keyifli okumalar dileriz!
Sayfa 1:
1 On altıncı sene Türk Tarih Encümeni Mecmuası, numara 15 (92), 1253 senesinde 1 Mayıs 1926.
2 Kavalyalı Mehmet Ali Paşa ile bir görüşme.
3 1253 senesinde Mısır Valisi Kavalyalı Mehmet Ali Paşa’nın niyet ve amaçlarını anlamak için Mısır’a memur olarak Sarım Bey gönderilmişti.
4 Sarım Bey’in, Kavalyalı Mehmet Ali Paşa ile görüşme şekline ve Mehmet Ali Paşa’nın fikir ve düşüncelerine dair yazmış olduğu detaylı rapor, Mehmet Ali Paşa’nın en gizli hislerini ve ahlak ve karakterini göstermekle beraber Mısır meselesinin de en önemli sayfalarını aydınlatmaya vesile olacağı cihetle adı geçen belgeyi olduğu gibi yayınlıyoruz:
5Vakta ki İskenderiye’ye varılarak karantina için tahsis olunan konağa çıkılıp dört beş gün Mısır tarafından ne bir mektup ve ne bir haber çıkmamış olduğundan bu durum İstanbul’da anlaşılan isteğe aykırı görünmekle düşünceye sebep olmakta olduğu halde Lebib Efendi köleleri çıkagelmiş ve adı geçenin Mısır’dan özel olarak gönderilmesi elbette aciz memuriyetimin acele anlaşılması niyeti ise de galiba adı geçene öğretilmiş olduğundan güya İskenderiye’ye aciz ulaşmamı işittiğiyle Mısır’da durmayıp gelmiş olduğunu başlangıç ederek bendeniz memuriyetimi anlamak isteyip çünkü karantina yerinde yaklaşmak ve gizli konuşmak mümkün olamayarak gereği gibi lakırdıya gire6şilemeyip fakat kendisinin dil ve hal ve sözünden ve tatlı tatlı doğrayıp işi gayet kolaylı göstermesinden yazdığı mektup esassız gibi anlaşılmış ve her ne ise tarafımdan kendisine kesinlikle renk verilmeyerek yalnızca kaptan paşa hazretleri tarafından yazılmış olan pusula verilmekle yetinilmiş ve iki gün İskenderiye’de eğlenip yine Mısır’a dönmüştür uzun müddet adı geçenle sohbet sırasında karantina müddetinin uzamasından ve kul7larınızın buralarda eğlenmeye acizane memuriyetimin izni ve müsaadesi olmayıp bir an önce paşa hazretleriyle görüşme arzu olunmakta olduğundan dolayı bazı lakırdı geçmiş olmak hasebiyle Mısır’a vardığında bunları söyleyip bu maddeyi vesile ile yani karantina hususunda kendileri mazur olup müdahale edemediklerinden görüşme biraz uzayacak ise de bir gün gibi gelmeyeceği beyan ve özür ile Mısır valisi hazretlerinin bir parça pusulası gelmiş ve bu işlemden dahi bir şey anlaşılamamış olup her ne ise karantina müddeti dahi sona ermekle mihmandar olarak gelen kapıcılar kethüdası Ahmet Ağa refakatiyle…
Sayfa 2:
8…kancalara binilerek Mısır’a hareket olunmuştur İskenderiye’den hareket olunduğunun beşinci günü Mısır’a varılıp Moreli Şeyh Necipzade baş muavin Sami Bey’in konağına misafir verilmiş olduğumdan saat dokuz sularında konağa varıldıkta Ramazan Şerif olduğundan mıdır yoksa özel mi beklemiştir adı geçen konakta bulunmakla tanışıklık eder etmez acizane memuriyetimi sormaya başlamıştır adı geçenin şeytanlık derecesi İstanbul’da meşhur olmakla kulak dolgunluğu olarak İskenderiye’de gerek Lebib Efendi’nin ifadesinden ve diğer araştırmalardan ve gerek Mısır’a varıncaya kadar mihmandar ve diğer memurlardan duyulan ve sorulan durumlardan adı geçen beyin Mısır’ca son derecede nüfuz ve istilası 9olduğu acizce malum olmuş ve kulunuzun kendisine misafir verilmekliğim özel ve gerekli olduğu anlaşılmış ve gerçekten hal ve sözünden dahi hakkında söylenilen sözlerin sahibi olduğu anlaşılmış olmakla hemen mekr-i mekidetinden cenab-ı hakka sığınıp cevaba girişerek benim memuriyetim taşıdığım mektup kaptan paşa hazretlerinde yazılı olmak hasebiyle verdiğimde okunmasından malum olur ve oruç hali ve yol sersemliği cihetleriyle lakırdı etmeye pek yeteneğim yoktur demiş isem de etrafıyla anlamayı gerekli görerek türlü zeminlerle araştırdığından beraber yürünerek yalnız kaptan paşa hazretlerinin mektubu mudur babıaliden yahut başka yerden yazılı ve sözlü size gizli bazı irade ve tembihler yok mudur demekle çünkü Lebib Efendi’nin 10 mektubu adı geçen kaptan paşa hazretlerine gelmiş ve padişah hazretlerinin yüksek bakışları buyurularak cevabı dahi yüce irade ile adı geçen hazretleri tarafından yazılmış ve İstanbul’da bu madde gizli tutulup başkasına duyurulmamış olduğundan getirdiğim mektupta bu tarafta dahi gizli tutulması bildirilmiş buyurulmuştur…
Sayfa 3:
11 Kavalyalı Mehmet Ali Paşa ile bir görüşme. 135. Ve çözme ve bağlamaya bağımsız memuriyetim olmamak hasebiyle sözlü ve yazılı tembihler ve talimatlar olmamıştır dediğimde size ne hacet idi o mektubu bir tatar dahi getirirdi elbette memuriyetiniz vardır söylüyorsunuz paşa efendimiz merak eder onun için sorarım demekle gerçekten ince ince memuriyetim yoktur fakat bu Mısır maddesine malumatım olmakla bazı sorular olduğunda cevaplarını vermeye izinliyim denilmiş ve biraz eğlenip kalkıp gitmiş olmakla akşama yarım saat kalarak gelip efendimiz sizi ister diyerek kullarını kalede divan tabir ettikleri yere götürmüştür paşa iftarı haremde edip davet olunan misafirler divan odasında iftar etmek usulden olduğundan kulları ve Lebib Efendi ve 12adı geçen bey zikrolunan odada iftar edip otururken adı geçen çıkıp kahve içildikten sonra halvet olup acizane memuriyetimden sormuş ve aciz kulunuz dahi Lebib Efendi’nin şöyle bir mektubu ve devletiniz tarafından kapı kethüdası efendiye böyle bir pusula gelmiş idi kaptan paşa hazretleri tarafından yazılan cevapname ile bendenizi memur ve gönderdiler diyerek mektup verilmiş ve Sami Bey’i çağırtıp mum tutturarak okuyarak ona verdikten sonra meclis yine boşaltılmış ve tonuna ağırlık gelerek bayağı yorgunluk göstererek be canım böyle şeyler niçin oluyor ben Ahmet Paşa hazretlerini gelsin demedim 13bu nasıl olmuştur sana anlatayım Lebib Efendi İskenderiye’ye geldiğinde Dersaadet’ten hareketi günü mabeyn-i hümayuna çağrılıp padişahın ayağına yüz sürmüş ve yüce iltifata mazhar olmuş olduğunu ve kapı yoldaşlarıma ettim tereddüt ve münasebetini kendisi söylemiş ve gerçekten yüce iltifat durumunu dahi takiben takvim-i vakayi nüshasında görmüş ve acizane hakkımda meyil ve yüce teveccühü müjdeleyen bazı makaleler dahi olmuş olduğundan her ne kadar böyle lakırdılara girişmesi memur olduğuna dair kendisinden açıkça söz işitilmemiş ise de gelişinden ve gidişinden ve lisan-ı halinden memur olduğu anlaşılmış ve böyle bir söze girişilmek memuriyetsiz olmayıp 14elbette kendisine emir ve tembih buyurulmuş olmasını gerektireceği düşünülmüş olduğuna binaen gerçekten tarafımdan dahi samimiyet ve bağlılık gösterilip yani samimi yüce affa mazhar olsam yaşım yetmişe vardı gider mübarek padişahın ayak toprağına yüzümü sürerdim ve hazır bir takım asker ve gemilerle ben ve evlat ve torunlarım devlet ve millete hizmet ederdik ki gönlümde olan şeyleri söyledim kendisi dahi memnun olarak şevketli efendimizin dahi bundan ibarettir af ve merhameti galip bir padişah zişandırlar bu suretle hizmet ve bağlılık ettikten sonra samimi affa mazhar olacağınızda şüphe etmeyesiniz Ahmet Paşa hazretleri galiba Akdeniz’e çıkacaktır diye gelse davet eder misiniz demesiyle hay hay kapı yoldaşıyla görüşmeyi kim istemez canıma minnet dedim öyle bir mektup yazıp göndermiş ve bu suretle Lebib Efendi’nin memuriyetinde şüphe kalmamış olduğundan doğrusu pek memnun olmuştum şimdi sizin memuriyetinizden ümitsiz oldum ve Lebib Efendi öyle sipariş olunup da şimdi başka kalıba dö15külmesi pek gücüme gitti Ahmet Paşa hazretlerinin gelmesinden tiksintim yoktur lakin gelsin diye arzu eylemedim işte Lebib Efendi’yi burada çağırttım soru ile hem senin memuriyetini güya Dersaadet’te gizli tutmuş olduklarından burada gizlenmesini bildiriyorlar halbuki işbu mektubun mali bugünlerde İngiltere’den gelmiş bir resmi gazetede açıkça yazılmıştır tercümesini gösteririm bana böyle yazıp İngiltereliye söylemek ve beni Frenklerin lisanına düşürmek reva mıdır benim ne kusurum var devlet ve millet için fena mı hizmet ediyorum şöyle böyle diyerek ağzı kızışıp pek çok şeyler söylemiş olmakla tarafımdan dahi gerçekten iş 16gidiş ve ifadeniz gibi olsa hakkınız vardır lakin öyle değildir burada Lebib Efendi ile ne şekilde sohbet olunduğunu bilmiyoruz gelen mektuptan anlaşılan suret ne şekilde ise getirdiğim cevapname ona göre yazılmıştır ve Lebib Efendi’nin memuriyeti yoktur ve gazete havadisi İstanbul’dan çıkmayıp buradan gitmiş olması muhtemeldir dediğimde büyük öfke edip evlat sen sokakta oynarken ben bu yolları biliyorum şimdi sende Mehmet Ali Bey’i aldatmak mı istersin dediğinde aciz kulunuza bu işlemler ağır gelerek ister istemez edeb dairesini aşarak bendeniz sokakta oynamadım on beş yaşımda babıaliye mülazemet edip nadir bulunan yüce zatlar hazretleri maiyetlerinde 17 bulunarak padişah hazretlerinin sayesinde öylece kullanıldım ve terbiye oldum sizi aldatmaya dahi mecburiyet yoktur gerçekten daima araştırmadan boş olmadığınızdan çoğu olaylardan haberdar iseniz de hepsi hakikati üzere haber alınacağını itiraf etmem hele acizane memuriyetimin başkalarına haber verilmesini akıl dahi uygun görmez bu taraftan sızdığında şüphe yoktur ki Dersaadet’ten hareketim sırasında kolonel rohel İskenderiye’de Ahmet Paşa hazretlerine bekleniliyor diye yazmış olduğunu sefaret tarafından babıaliye ifade olundukta işitmiştim öyle iken yine gizlendi bir delil de şudur ki çünkü İstanbul’dan Londra’ya bir aydan evvel haber gitmez oraya haber gidip basılıp yayınlanarak buraya gelmesi en az iki aya muhtaçtır halbuki bendeniz hareket edeli henüz iki ay olmadı elbette bu havadis buradan çıktı dediğimde cevap bulamayıp ben kimseye söylemedim hala konsoloslar her gece gelip senin memuriyetini haber almak istiyorlar ise de gizliyorum deyip İngiltere konsolosu dahi sorar mı dediğimde hepsinden ziyade o çabalar demekle çünkü Dersaadet’te elçisine söylenmiş gerektiği elçi konsolosa dahi bildirmeli idi denilerek bütün bütün yanıltması meydana çıkarıldıktan sonra bunlar gücenecek şeyler değil devletinizin muradı Lebib Efendi’ye ifade buyurulduğu veçhile yüce teveccühlerin elde edilmesi olduğu halde Lebib Efendi’nin bir mektubuyla bendenizin memuriyetime müsaade buyurulmasından dolayı teşekkür olunmak icap eder yoksa talep tarafımızdan olmuş gibi anlaşılmış diye üzülmek gerekmez zannederim denildikte pek güzel öyle olsun ben ne diyeyim sende memuriyet varsa söyle demekle tarafımdan bendenizin memuriyetim ancak zatı devletlerinin kaptan paşa hazretleriyle görüşme etmelerinden maksat ve muradı ne olduğunu anlamak ve ne şekilde cevap yazılırsa alıp götürmekten ibarettir artık ne yapmak icap edeceği düşünülür inşallah yine gelirim denilerek konağa dönülmüştür ertesi gün Lebib Efendi gelip durumun başı ve sonu kendisinden sorulduğunda vaki olan ifadesine göre adı geçen padişah hazretlerinin sayesinde kendisinin beğenilmiş ve kabul edilmiş olduğunu anlatmak maksadıyla övünme ve gururlanma yerinde bazı lakırdı söylemiş ve adı geçenin bu sözleri onların gidiş ve kuruntularına uygun gelerek işe girişilmiş ve rıza arama ve itaat suretinde göstererek eğer samimi affa mazhar buyurulursa bizim de çabaladığımız şevketli efendimiz ve İslam milleti içindir işte masrafsız şevketli efendimizin burada yüz yüz elli bin kara askeri ve mükemmel bir donanması daima hazır olarak Allah’a hamd olsun padişahın sayesinde dinimiz yok ve mevcut hayli akçemiz vardır her zaman her ne şekilde emir ve ferman buyurulsa hayatta oldukça ben sonra evlat ve torunlarım hizmetinde olsun emel ve fikirlerimiz bundan ibaret ise de kavuşmanın yolunu bulamıyoruz gibi Mehmet Ali Paşa ve Sami Bey kendisine çok sözler söylemiş olduklarından itimat edip ve kendisi işin iç yüzüne vakıf olmamak hasebiyle bu suret kendisine güzel görünüp sırf tam samimiyet ve gayreti gereğince hizmette bulunmak emeliyle cesaret edip şevketli efendimiz hazretlerinin padişahlık muratları dahi kuvvet elde etme ile İslam milletinin asayiş ve istirahatı meselesine münhasır olmakla sizin bu niyet ve emelde olduğunuz yüce malum buyurulsa talebiniz müsaadeye mazhar buyurulur diyerek malum mektubun yazılmasına karar verilmiş olduğundan şimdi acizane memuriyetimden kuruntularına uygun yardım belirtisi anlamadıklarından telaşa düşmüşlerdir biçare Lebib Efendi muratları ne olduğunu anladığı gibi lisanı değiştirip yüzlerine karşı söylemediği söz kalmayıp hatta Sami Bey’e ben sizi Müslüman sanarak sözlerinize inanıp Allah’a hamd olsun saltanat katında kadir ve itibarım olduğundan böyle bir nazik işi kaleme almaya cesaret eyledim ben mi talip oldum yoksa sizin teşvikinizle mi oldu senin paşanın bu kadar devlet ve serveti Kavala’dan mı getirdi hepsi padişah hazretlerinin sayesinde değil mi rabbim takımınızla sizi kahreder şimdiye kadar bilmeyerek duanızda olmuş isem de inşallah Kabe’nin eteğine yapışıp kahrınızı temenni edeceğim diyerek söylenip artık önceki gibi yanlarına dahi varmayarak çarşı ve pazarda açıkça kötülemiş ve aciz kulunuzun dönüşümden dört gün evvel Hicaz’a gitmiştir adı geçen Lebib Efendi’nin bunların yalnız işlerine dair sözlerine değil Müslümanlıklarına dahi aldandığına üzülmesi gerçekten yerindedir zira bunlar küçük ve büyük cümlesi ilahi kader ve ilahi iradeyi inkar ve farz ve sünneti abes ile iştigal diyerek tamamen terk edip bozuk itikatları cenab-ı hak cihanı yaratıp ve oluşturduktan sonra iradesini mahlukatından insan türüne havale buyurmuş olmakla her hangi sınıf ve milletten akıllı adamlar ortaya çıkarsa iyi idare onların elindedir zannında olduklarını ve kendilerini insanların en akıllısı saydıklarına binaen yüksekten uçmaları tarife gelmez paşa ile görüşmemiz arife gecesi olmuş olduğundan ertesi gün gidilmeyip bayram günü gidilmiş ise de resmi olduğundan kalabalıktan lakırdıya meydan olmamış olmakla bayramın üçüncü günü yine gidildikte önceki tavrı değişip bütün bütün meydandaki perdenin kaldırılamaması Frenklerin hile ve sanatlarından olduğu ve kendisinin kara ve deniz kuvveti şöyle ve iyi idaresi cihetiyle mali kuvveti böyle olup varsayalım İskenderiye uzun müddet kuşatılsa dışarıdan bir şeye muhtaç olmayarak şimdiki gibi idaresi ve belki fazla mahsullerin yine başkasına satılmasıyla bu halde akçe biriktirilmesi mümkün olacağından yüce saltanata yaklaşmayı istemediklerini ve askerin elbisesi şöyle yapılır ve fabrikalarda mühimmat böyle imal olunur diyerek bir iki saat zımnen kendisinin kuvvet sahiplerinden bulunduğunu anlatacağım diye uğraşmış ise de tarafımdan yalnız dinleme ile yetinilerek konağa dönülmüştür acizane ulaşmamdan sonra her ne kadar Lebib Efendi’nin memuriyeti olmadığını anlamışlar ise de itiraf etmeyip yine o surette yani istek İstanbul tarafından olmuş hükmünde tutarak öyle görünmekte ve aciz kulunuzun acizane memuriyetim görüp işittiğimi dönüşte ifade etmekten ibaret olduğundan sanki Mısır’ın kuvvet ve kudretini bildirmek fikrinde olduklarından daima Sami Bey bu vadilerde gezinmekte olduğu gibi zikrolunan görüşmede paşa dahi bütün bütün meclisi bu surete hasretmiş olması cihetiyle biraz ağır duranmak uygun gibi acizane hatırıma gelmiş ve Allah’ın hikmetiyle üç gün kadar bir baş ağrısı dahi arız olmasıyla tabiatıyla paşaya gitmek değil Sami Bey’le bile lakırdıya girişilmemiş olduğundan bu hali incindiğime hamlet ile önceki işlemler bir derece yumuşaklığa dönüştürülmüş ve Sami Bey birkaç gündür efendiyi görmediniz demiş olmakla onlar da beni aradıkları yok ya görüp ne yapacağım geçen gün gittim iki saat övünme ile vakit geçirdiler bilmem muratları ne idi ben görüp işittiğimi tebliğe memur isem de kaptan paşa hazretleriyle görüşme isteğinden dolayı olan ifadelerini anlamaktır yoksa Mısır’ın durumunu araştırmaya gelmedim zahmet çektiler çoğu bendenizin hatırımda kalmamıştır bunu bildirmek bir manaya şamil olup muratları o ise bu teklif kullanılan bağlılık lisanını yalanlayıcıdır yollu güya adı geçen beyle taraf külfet olunmuş olduğundan laubaliyane bazı sözler söylediğimde efendimizin sizi çağırmamaları istek anlamayasınız diyedir yoksa her gün görmeyi ister ve daima akıl ve fikri işlerin görülmesine sarf olduğundan sizinle de o lakırdıları etmiştir yoksa başka manası yoktur bunun en selamet yolu işte ikimizde de işte samimiyet birliğimiz vardır aramızda lakırdı edelim bir ortasını bulur sonra efendimize ifade ederiz deyip benim sözüm yoktur samimi af ve yüce teveccühe mazhariyet muratları olduğu halde şevketli efendimizi hoşnut edecek bir suret icra ederler denildikte bunun üzerine çok sözler dolaştırıp acaba şöyle mi olsa böyle mi yapılsa yani yüce ayaklara layık bazı şey takdim olunsa ve bir Şam belirli gelirine biraz ilave kılınsa ve Mısır gemileri gerektiğinde donanma-yı hümayun maiyetinde olsa ve kara askerleri lazım oldukta verilse yollu bir takım düşüncelerini sanki kendiliğinden hal dili vadisinde beyan ve aciz kulunu inandırmak için benim her bir şeye aklım erer bu gittiğimiz yol çıkmaz ama ne yapayım bulundum çünkü bunlar üç yüz kese kadar akçe vererek familyamla esirlikten kurtardılar onun için hizmet ederim diyerek mahrumiyet sureti göstermiş olduğundan aciz kulları dahi güya itimat etmişçesine elbette dirayet ve zekanız vardır çıkmaz yol olduğunu bilirsiniz hizmet zayi olmaz siz insafça hareket ederseniz hakkınızda güzel olur yollu hal dili ile içindekini anlamak için artık sizinle aramızda her bir lakırdıyı edebiliriz şevketli efendimiz hazretlerinin yüce rızalarını elde etme hakkında düşünceleriniz kafi olmadığını sizde bilirsiniz benim hatırıma da gelir ki çünkü paşa hazretleri affını talep eylediği kabahati Akka valisine dargınlığından etmiş idi şimdi dargınlık kalmadı layık olan eskisi gibi Mısır’a kanaat ve bu kadar masraf teklife muhtaç olmaktan Mısır iklimlerinin ve Hicaz’ın idaresine kafi asker ve birkaç gemi alıkoyup yani ilk heyetine dönse ihtimal ki hoşnutluk hasıl olarak af ve yüce teveccüh layık görülür dediğimde sakınıp bunu efendimize söylemeyesiniz pek gücüne gider ve epeyce emniyet gelmiş iken yeniden ürker demekle sizin düşüncenize karşılık olarak hatırıma geleni söyledim onlarda böyle lakırdı açsalar düşüncem olmak üzere söylerim fakat memuriyetim olmadığından böyle sözleri önce söylemem soru olursa cevabı veririm dediğimde efendimiz bu sizin dediğinize çok cevap bulur benim düşüncelerim işe yakındır lakin önceki aflar gibi lafzi olur ise yine emniyet edemem ve kendisi sonra familyası emin ve rahat olacak surette yüce ihsana şartlıdır demekle şart af sahibi tarafından olmak lazım gelir ve ihsan affa mazhar olduktan sonra ümitlenilir sizin lisanınızı bilmiyorum diyerek ima eylediği veraset sureti anlaşılmamış vadisinde savuşturulmuştur ertesi gün paşa Şubra bahçesine gidip araba gönderilmesiyle aciz kulunu istemiş olduğundan gidilip üç dört saat sohbet olmakla padişah hazretlerinin ayağına bağlılık arzı ve önceki ettiği şeyler bazı tarafın kendisini gücendirmelerinden zorunlu olmuş olduğundan dolayı pişmanlık göstererek şimdi özel emel ahir vaktinde padişah hazretlerinin ayağına yüz sürüp ve irade buyurulursa çoğu vakit boğaz içinde ikametle hissesine düşen hizmeti aklı erdiği mertebede ve malen ve bedenen ifa eylemekten ibaret olduğunu ve kendisinin yüce saltanat tarafından yabancı tutulmasından dolayı Frenkler memnun olarak gayretleri bütün bütün ayırmak olup ve bu ise Allah korusun milletin yok olmasına sebep olacağından bu babda hayrette kalmış olduğunu beyan ile şimdi İstanbul’da her bir şey yoluna girmeye başlamış olmakla el birliğiyle çalışılsa ve Mısır’ın asker ve gemileri dahi Asakir-i Mansure ve Tersane-i Amire’ye ilhak olunsa dört devletten hiçbirisi yüce devlet üzerine cesaret edemez ve şimdiki tekliflerin birini eyleyemezler bu hal ile gayret olduğu surette on sene zarfında yüce devlet yeni kuvvet hasıl eder ve rabbim ömürler versin velinimet efendimiz büyük ecdatlarının mümtaz oldukları gibi cümle hükümdarların sığınağı olurlar demekle rabbim tükenmez ömür ve afiyet ihsan buyursun şevketli efendimiz hazretlerinin gece ve gündüz yüce padişahlık himmetleri yüce devletlerinin kuvvetini çoğaltma ve şan ve şevketinin bekasına sarf olmakla zatı devletleri dahi irade buyurulan hizmeti ifaya gayret buyurdukları halde yabancılık tabii bertaraf olmuş olur denildikte yok evlat Sami Bey’le bazı lakırdı etmişsiniz bana güç geldi yüce devletin ve şevketli efendimizin veziri benim gibi olmalı vezirlerin çokluğuyla ne olur velinimet efendimiz ne vakit emir buyursalar yüz bin askerle oğlumu irade buyurulan yere gönderirim ve ben ihtiyar adam olduğumdan Mısır gemilerine baş memur olduğum halde düşmana cevap veririm kolum kanadım kırıldıkta ne iş görebilirim velinimet efendimiz ihsan buyurup uhdemde bulunan yerleri terk teklifinden bu şartla vazgeçsinler ve evlat ve torunlarımdan dahi iş umulursa onlara da ihsan buyurulacağı vaat buyurulsun ama emniyet olunmaz ise yalnız bu dediğim hizmetler değil diğer her ne türlü hizmetler teklif buyurulursa şart yazılı olarak bütün Avrupa’ya ve tüm aleme yayınlansın benden ve sonra evlat ve torunlarımdan aykırı bir şey ortaya çıkarsa lağvolsun yoksa otuz senedir çabalayıp meydana gelmiş kuvveti bozmak bana göre devletime ve milletime ihanet gelir geçen de Nemçe konsolosu kara ve deniz kuvvetinizin azaltılması teklif olunacak imiş diye söylediğinde kapı yoldaşlarım bana bu teklifi etmezler demiş idim meğer sahih imiş işte teklif ediyorsunuz fazla olarak Şam kırsalının terkini dahi söyleşirler benden rabıtalı idare edecek hangi vezire tevcih buyurulacak tır daha güzel idaresini aklım keserse terk ederim demekle çünkü bendeye göre icap eden rıza arama olduğundan tevcihler hususunda bahis olmamak gerekir gerçekten sizce çok nema hasıl olmak ve asker yazılmak cihetleriyle önceki hale nazaran iyi idare ediliyor lakin fazlaca tecavüz olundukları işitilmektedir ve feryatnameleri gelmektedir bunlar ise Allah’ın yeryüzündeki gölgesi ve muhterem peygamberin halifesi şevketli efendimiz hazretlerine emanet olduğundan asayiş hallerinin elde edilmesi padişahlık himmetinin gereğidir dediğimde diğer mahallerde mültezim ve voyvodaların ettikleri daha mı iyidir demekle onların ettikleri bir şey demek değil iken rabbim hümayun vücutlarına afiyet versin onları da kaldırdı dediğimle aman nice oldu söyle bakalım deyip iltizamların yüce müşirler hazretlerine havale buyurulduğunu ve suret ve keyfiyetini ve onun üzerine verilen talimatın ve şerefle tebliğ buyurulan mübarek padişah hatt-ı hümayun yüce mazmunlarını detaylıca hikaye eylediğimde meğer müşirlik tertibini yalnız redif yazımından ibaret bilip mülki ve mali idare meselesini bilmez imiş bilmem sahih bilmem yapmacık gayet memnun olup işte buna diyecek yok pek güzel olmuş diye dönüşüme kadar her gün açıp memnuniyetini izhar etmiştir sonra konuya dönerek ben uhdemde bulunan yerlerde kimse tecavüz edemez ve haberim olmaksızın bir iş görülmez zira jurnal vardır her taraftan haber alırım demekle jurnal usulü padişah hazretlerinin sayesinde memalik-i mahrusenin her bir mahalline konulup icra olunmuş olmakla gerçekten güzel şey ise de pek de hakikatiyle haber verirler mi bilmem dediğimde yine faydadan boş değildir beni müjdeliyorsun işte bundan dahi haberim yok idi pek memnun oldum deyip geçenlerde Şam kırsalı tarafından vuku bulan ihtilal tecavüzün çokluğundan ve ihdas olunan bidatlerden ve asker alınmasından neşet eyledi diye işitilmiş idi denildikte asker alınması güçlerine gitmiş ve öyle bir şey ortaya çıkmış ise de silahları düşürülüp giderilmiştir ve şimdi onlar dahi Mısır gibi ziraata sevk olunmalarıyla pek çok şey hasıl olacaktır bu bizim millet tembel olur kendiliklerinden çalışmazlar çalıştırılmalıdır evvel işitirdim Aydın ve havalisinden İzmir’e senelik yüz seksen yüz doksan bin balya pamuk inermiş şimdi on bin balyaya tenezzül etmiştir bunlar dikkat edecek şeylerdir dediklerinde gerçekten Anadolu’da lüzumu kadar eker biçerler lakin gelirken köyleri gördüm galiba bu Araplar da akçe biriktirmeye mecburdur zira haneleri topraktan ve içinde hasır ve örtü gibi bir şeyleri yok giydikleri bir gömlek yedikleri mercimek halbuki gece ve gündüz çalışıyor ve senede üç dört defa mahsul kaldırıyorlar ve hayvanları yılda iki kere ve ikişer üçer tane doğuruyor artık bunlar pek zengin olmalı diyerek latife yolunda açık tecavüzleri ima olundukta anlamamazlığa vurarak akçeyi toprağa gömerler hatta geçende köyde bir şeyh öldü bin kese akçesi mi çıktı deyip yine önceki konuya dönerek vay evlat bir Şam ihtilali bana bir kabahat ettirdi ondan suçluyum Reşit Paşa merhumun tahrikiyle olduğunu haber verdiklerinde gücüme gidip İngiltereliye istiklal için müracaat etmiştim yirmi gün geçti pişmanlık geldi hala kendime levm ederim ve mahrem adamlarımı men etmedikleri için hatırıma geldikçe azarlarım demekle bir ihtilali demin dediğim sebeplerden ortaya çıktı diye işittik sahih Reşit Paşa merhum tarafından olsa bile ecnebiye müracaat uygun görmemeleri lazım gelirdi galiba fazlaca gücenmişsiniz denilip gerçekten öyle idi lakin Dersaadet’te benim aleyhime daima müracaat olunuyor ve özel sefirler gönderilip bu Mısır bahsi Avrupa’da sürülüyor bunlardan fayda olmaz bu defa Fransa elçisi giderken mahrem lakırdılar olmuş ve nutk-ı hümayun olarak bir kağıt dahi verilmiş buradaki konsolosu dahi celp ettiler bakalım ne yaparlar benim mesulüme müsaade buyurulsa onlar karıştırılmasa elbette güzel demekle yok efendim bir kapıyı siz açtınız Dersaadet’te sefaretlere müracaat olunduğu yoktur belki bu tarafla haberleşmelerinden dolayı vaki olan sorularına uygun cevap verilmektedir Amiral Roş dahi sizin bazı mahalleri terk etmek üzere samimi affa mazhariyetinizin elde edilmesi zımnında kendilerine müracaatınızı haber vermiş ve galiba bu babda yüce iradeyi sormuş olmasıyla cevap verildi zannederim dediğimde kaba yeminler ile ben Fransızlara kesinlikle müracaat etmedim ve babıaliye takrir vermiş diye işittim asla haberim yoktur benim bildiğim Paris’e gider olduğundan kendisine müracaat olunmuş ve talimat verilmiştir ve yalnız Mısır’ın evlat ve torunlarıma intikaline yüce müsaade buyurulacakmış diyorlar denildikte işte bu müsaade lakırdısı sırf yalandır denilip akşam yaklaşmakla dönülmüştür ertesi gün Sami Bey konakta dün efendimizle aranızda çok görüşme geçmiş birazını nakletti gerektiği gibi yola yatmış işi geri bırakmayarak hemen burada halletseniz güzel olur diyerek lakırdıya girişip yola yatmak bu mudur kendileri söyleyip ben dinledim bundan ne çıkar çünkü benim memuriyetimin izni olmadığından işi tamamlayamam lakin yola yatmış olsalar ileride halledilme hissini umarım bu hal ile ümidim kesiktir dediğimde bu adamın Frenklerle arası pek uygundur onların vasıtasıyla olmasını istemiyor yoksa iş daha beter ve biraz dahi çekişmede kalırsa yedi sene sonunda artık Avrupa usulü üzere görülecektir demekle Frenklerin size mecburiyetlerinin ve yüce saltanattan ziyade size hürmet ve riayet edeceklerinin sebebini bulamam yedi sene usulü muteber olmak lazım gelse nasihat dinlemediğiniz için size zararlı da olsa gerektir sizin için cümle insanlar hakkaniyete aykırı iş görürler mi umarsınız Mısır’ın şu asayiş usulü yüce saltanat sayesindedir cümleden Frenklerin pek sıkıştırdıkları maddede devletimizden emir olmadıkça yapamayız deyip kurtuluyorsunuz bunu inkara mahal var mıdır dediğimde cenab-ı hak üzerimizden eksik etmesin ben dahi bu itikattayım ne çare kuruntu başka surette olduğundan halledilme hissini içten isterim demekle paşa hazretlerinin emin ve müsteşarısınız güzelce anlatsanız sonra mükafatına mazhar olursunuz denilip gidilmiştir Mehmet Ali Paşa Mısır civarında Dobara tabir olunan bahçede kain İbrahim Paşa kasrına gitmiş olduğundan aciz kulunu oraya çağırtmış olmakla gidilip görüşülmüş ve aciz kulunun dahi Mısır’da ikamet müddetim on günü geçmiş olduğuna ve durum dahi anlaşılmış olduğuna binaen devletinizin ruhsatı olursa bir iki güne kadar gitmek istiyorum zira hesapta denizde bu kadar eğlenmek ve karantina beklemek olmadığından şimdiye kadar Dersaadet’te bulunacak idim padişah hazretlerinin sayesinde memur olduğum işlerin yanında bulunmaklığımı isterim dediğimde pek az olur ama kaptan paşa oğlum dahi çabuk iadenizi bildirmiş olduklarından rabbim selamet versin bir iki gün zarfında çıkarırım Girit lakırdısı önce birkaç kere Sami Bey’le geçmiş olduğundan beraberinizde Girit’e dair defterler var imiş derseniz ki bu defa Girit’ten celp olunan defterlerle karşılaştırılsın gerçi ben Mısır ve Şam gelirlerinin geçen iki taksitiyle alakadarların akçeleri ve Girit için avans olarak yirmi beş bin keselik poliçe tertip ettirdim senden evvel İstanbul’a vardı bakalım defterler karşılaştırmasından sonra Girit için daha ne verilmek lazım gelirse vadesi gelen bir taksitle beraber aranızdan eriştiririm bu taksitlerin henüz yoluna girememesi bazı satın alınan eşyadan dolayı Avrupalıya olan borcumdan icap etmekle şimdi azalıp fakat iki yüz elli bin Frank miktarı borcum kalmakla bu sene ardı alındıkta taksitleri vakit ve zamanlarından evvel Dersaadet’te sarrafa yatırırım vakitleri geldiğinde alınır ve kolaylı olur demekle defterler beraber olduğundan takımıyla çıkarılıp verilerek bu Girit’in tevcihine dair mülkiye nazırı Pertev Paşa hazretleriyle önceden müzakere ederek galiba başlangıç senesi altı bin kese verilmek ve sonraları tahammülüne göre ilave ile on bin keseye ulaştırılmak ve ileride daha kabarır gibi lakırdılar geçmiş idi hala eski tayinleriyle rabıta bulamadı denildikte gerçekten öyle lakırdı etmiş idik sonra umduğum gibi çıkmadı hala masrafını çıkaramadım şimdilerde yoluna girmeye başladı yine olur yalnız buna değil geçende söylediğim gibi samimi bendelik defterine diğer kapı yoldaşlarımın sırasına kayıt buyurulursa uhdemde olan mahaller gelirlerinin cümlesine ilave ederim demekle o yüce defterde kayıtlı olduğunuzda şüpheniz olmasın hemen bendelik ve bağlılık gereklerinin icrasına himmet buyursanız cümle bendelerin en büyük kapı yoldaşı olursunuz ve her veçhile güzel olur yollu teminata dair bazı sözler söylendikte benim ümidim de öyledir lakin ettiklerim çoktur emniyet gelmez emin olmak isterim ve evlat ve torunlarımın dahi benden sonra yüce saltanat hizmetlerinde bulunarak padişah sayesinde namımın bekasını arzu eylerim padişah hazretlerinin ayağına yüz sürmek emelimdir ne yüzle gideceğimi düşünürüm demekle rabbim teala hazretleri tükenmez ömür ve şevket ihsan buyursun şevketli efendimiz af ve merhameti galip bir yüce padişahtır ki benzeri cihana gelmemiştir inşallah gidip mübarek padişah hazretlerinin ayağına yüz sürdüğünüzde anlarsınız ve bu inayette olan lezzeti her bir şeye tercih buyurup şimdiye kadar vaktinizi zayi eylediğinize çok pişman olursunuz dediğimde inşallah bu emelim hasıl olmayınca ah canımı almasın demekle bu sizin elinizdedir gayret buyurduğunuzla cenab-ı hak dahi takdir eyler denilip bunlar teklif ediyorsunuz bunlarla emin olamam demekle teklif olunan şeyleri düşüncem olarak söyledim mesela Mısır’a kanaat buyurmadığınız halde diğerlerinin kendiliğinizden terkiyle beraber Akka’nın uhdenizde bırakılmasını rica buyursanız belki müsaade buyurulur denildikte vallahi rızamla bir köyün terkini yapamam mecbur olursam o başkası sana doğrusu emniyetimin husulü uhdemde olan yerlerin ölene kadar bırakılmasıyla ve sonra evlat ve torunlarıma ihsan buyurulacağına yüce vaat layık görülmesiyle mümkün olur ondan sonra kalan ömrümü yüce rızayı elde etmeye ve yüce saltanat hizmetlerine sarf ve mal ve emlakimi padişah uğruna feda ederim Mısır kuvvetinin o vakit azaltılmasına hacet kalmaz masrafsızca şevketli efendimiz nasıl iradeleri veçhile kullanırlar demekle bu buyurduğunuz suretin mümkün olacağını aklım kesmez ve hem artık bendenizi bu bahsin cevabından af buyurun zira iş bendenizin havsala istidat ve memuriyetimin tahammül edemeyeceği surette nezaket kesbetmiş olmakla bu lakırdıları işitmemiş olmaklığım hakkımda ve işçe hayırlıdır diyerek kalkıldıkta bunda bir geçmiş yok ya niyazıma müsaade buyurulursa fena olmadıgı halde ben şimdiki halime de memnun ve müteşekkirim yine duada kusurum yoktur fakat korktuğum Frenklerin karışmasıdır lakin bu hal ile karışacaklar ve ilerisi fena olacak zira sen geleli konsoloslar her gece gelip memuriyetini anlamak isterler her ne kadar gizlemiş isem de çaresiz bazısına hafifçe söyledim ki mecbur oldum bunlar böyledir İslam için çabalamazlar kendi çıkarlarına gayret ederler artık kader ne ise öyle olur sen gördüğün ve işittiğin gibice söyle inşallah bir iyi suret bulur demekle bu hal ile size ümit veremem benim doğrusunu söyleyeceğimi umuyorsanız beraber güvendiğinizi gönderin şu gördüğüm halleri ve işittiğim sözleri onun yanında ifade ederim dediğimde hatırıma gelmedi değil size emniyetsizlik için olmayarak teşekkür yerinde padişah hazretlerinin ayağına arzuhal yazmakla Abbas Paşa oğlumu veyahut Sami Bey’i sana katıp göndermeyi kurdum lakin arzuhal takdimine edeblendim ve adam göndermeye bazı düşüncem mani oldu bakalım senin ulaşmandan sonra zihnime uygun gelirse yine birini gönderirim demekle siz bilirsiniz bari onlar benim gibi sadeye gelip gitmiş olmasalar denilip dönülmüştür adı geçen konsoloslara ziyade riayet edip her bir işi onlarla müzakere etmekte olduğundan ve gerçekten konsolosların her bir maddede istila ve müdahaleleri görülmüş olduğundan hatta aciz kulları karantinada iken İskenderiye’de ne kadar nüfus var ise birer ikişer cümlesi Mısır’a gidip fakat Fransa konsolosu vekili kalmıştı karantinanın tamam günü vekil adı geçen aciz yanıma gelip acizane memuriyetimi anlamak için hayli dolaştırmış ise de yol lakırdıları ve İskenderiye ve Mısır’ın havaları sohbetleriyle savuşturulup ve Mısır’a aciz ulaşmamda bayram takip etmiş olduğundan tebrik vesilesiyle cümlesi birer birer gelmişler ise de mevsim sohbetleriyle geçiştirilip ancak Rusya konsolosu Kolonel Rohel Nemçe konsolosunu dahi alarak bir gün özel geliş ile hayli eğlenmiş olmakla paşanın iyi idaresinden ve gemilerinin nizam ve intizamından ve deniz ve kara askerlerinin çokluk ve maharetinden ve fabrikalara ve ziraat ve ticaret hususlarına dikkatinden bahisle bir takım övgüsünde olarak mali kuvvetini dahi ima kastıyla bu senenin mahsulü ziyade olup külliyetli menfaat hasıl ve tutarı bir buçuk milyon kese akçeye baliğ olacağını uzun uzun hesap ve ifade ettikten sonra paşanın muradı evlatları kullanılıp kendisi rahat etmektir ve gerçekten Mısır’ın işleri günden güne yoluna girmekte ve ilerlemekte olmakla rahat edebilir siz de kolaylaştırırsanız demeleriyle ben bu meramını bilmiyorum benim memuriyetim çünkü Girit gelirleri Tersane-i Amire hazinesine merbut olup Ahmet Paşa hazretleri kaptan-ı derya olduklarından ve ben dahi kapı kethüdaları bulunduğumdan birkaç kere yazılıp bir rabıta bulamaması cihetiyle halledilmesine binaen gönderdiler denilmiş ise de çünkü paşa kendilerine açmış olduğundan cevap verilmiş olmayarak başka memuriyetiniz yok mudur paşa sizinle diğer lakırdı etmiyor mu demekle edecek olursa dinleme ve malumatıma göre cevap verebilirim denilip Nemçe konsolosu Mısır’ın kara ve deniz kuvveti azaltılması teklif olunacak diye paşaya söylemişler olmaz diyor idi demekle konsolos beylerin biri bana şöyle dedi bende bunu kapı yoldaşlarım teklif etmezler dedim diye bana da söyledi dediğimde keşke nasihat olunsa beyhude bu kadar masrafa duçar oluyor dedikte deminden beri kendisinin akıl ve idaresinden bahis olunuyor elbette düşünür denilip bunların gelişi onun göndermesi olmak yahut kendiliklerinden ise akşam gidip nakledecekleri bedihi bulmak hasebiyle uzatılıp konu değiştirildikte Nemçe konsolosu yine lakırdı açmaya çabalamış ise de girişilemeyeceği Rohel anlayıp karantinada Yunan konsolosuna gücenmişsiniz diye başka sohbet açmakla çünkü İskenderiye karantinası her ay bir konsolosun idaresinde bulunup aciz kulunuzun müddetim Yunan konsolosunun zamanına tesadüf etmiş ve yirmi bir gün müddet tahsisiyle aciz tarafına haber verilmiş ise de padişah hazretlerinin sayesinde bindiğim gemi-i hümayuna kendi tarafından gavur gardiyanlar koymak istemekle kaptanlar kabul etmeyip keyfiyeti aciz tarafına bildirdiklerinde kabul etmemelerini tekit etmiştim konsolos adı geçen gardiyan koymak için Zeki Efendi ve Boğos’u sıkıştırıp onlar da konsolosu beraber alarak aciz kulunu susturmak için gelmişler imiş eğerçi adı geçenin yanlarında bir Frenk varsa da Yunan konsolosu olduğunu anlamayarak gardiyan lakırdısı açıldığı gibi bu zorluk Yunan konsolosunun melaneti oluyor yoksa karantina usulünü biliyorum böyle değildir ben bu gemi ile Yunan hükümeti limanına gitmiş olsam gardiyan kabul etmem bu ise padişahımızın mülkü ve padişahımızın gemisidir konsolos karıştırır eğer gardiyansız geminin karantinasına itibar etmeyecek ise varsın etmesin dediğime meğer konsolos gücenip kalkıp gittikleri gibi hem kullarının müddetime on gün ilave ve hem geminin karantinasına itibar olunmamasını imza etmiş imiş hem padişah hazretlerinin sayesinde dinletemeyip kendisi rezil olmuştu Rusya konsolosunun dediği bu madde olmakla bakalım Dersaadet’e girişimde Yunan elçisinden özür talep edeceğim diye latife olundukta Yunan konsolosu eskiden beri burada ticaretle meşgul olduğundan böyle şeyleri bilmediğinden olmuştur gücenmemenizi rica ederiz demekle beis yok böyle böyle edep hürmeti öğrenir denilerek dönülmüştür konsolosların adı geçeni o derece övmeleri ve büyük göstermeleri her halde samimi olmayarak ya talim ile hatır için yahut aciz kulunuzun lisanımı anlamak zımnında olduğu aşikar olup her ne ise cidden söylemiş olsalar bile çok mübalağalı olarak gerçekten kara ve deniz yüz bin askeri ve mekteplerde biraz Arap çocukları olduğu tahkik olunup ticaret ve kereste gemilerinden başka işe yarar yaramaz sekiz kapak ve beş firkateyn ve dört korvet ve on kadar brik ve gulet ve kotra ki hariçten hüzünlü ve gösterişli alarga da bir takım gemileri görülmüştür içlerinin nizam ve intizamı ve tersane tabir olunan mahallin keyfiyeti Ragıp Kaptan kullarının malumu olduğundan jurnal edip takdim eylesi tembih olmuştur ve iyi idaresi keyfiyeti ise bir takım onmadık herifler etrafını alıp kendilerince menfaatler için her biri günde bir şey göstererek ve iyiliklerini yine kendileri rivayet eyleyerek bir taraftan tecrübe ile uğraşıp ve bir taraftan yapamadığı şeyleri Frenklere yaptırıp külliyetli akçeler telef etmekte ve gerçekten askere lazım eşya ve bazı mühimmat ihdas eylediği fabrikalarında yapılıp hariçten satın almaya muhtaç değil ise de çok akçeler sarf olunmuş ve olunmakta olarak karını ne vakit edeceğine kimsenin aklı ermez ve fakat ticaret maddesinin yolunu bulmuş olup şöyle ki uhdesinde olan mahallerin mahsulleri cümleten kendi tarafından satın alınıp ve satılarak kimse malına malik değildir ve hariçten gelen eşya ve erzakı dahi tamamen kendisi satın alma ile herkese satmaktadır hele biçare fellahların çalışmaları boğazları tokluğuna gibidir bu seneki mahsullerden bir buçuk milyon kese akçe ticareti mübalağalı ise de yalanı az olmak iktiza eder zira bu sene beş yüz bin kantar pamuk hasıl olup beher kantarı beşer yüz kuruşa olmakla güya kendisi sahiplerinden beher kantarını ikişer yüz ellişer kuruşa satın alageldiği ifade olunmuş olduğuna göre beher kantarda yarı yarıya ticaret etmekle yalnız pamuktan iki yüz elli bin kese menfaati oluyor bu surette söylenilen nemanın husulü mümkün görünmüştür ancak ahali kendi mahsullerini rayiciyle istediklerine satamayıp muhtaç oldukları eşyayı iki katına almalarından dolayı geçim konusunda muzdarip olarak gerektiği gibi kırgın ve askeri taifesi dahi nefret etmiş iseler de ahali askerden ve asker zabitlerinden korkup sükut etmektedirler çünkü asker zabitlerinin çoğu kendi kölesi ve birazı eski emektarı ve yetiştirmesi olduklarından ve maaşları uygun olup serbestlikleri de kemalde olduğundan başka çoğuna kendi çıraklarını verip bağlamış ve birazı birbirleriyle akrabalık peyda ederek irtibat zaruri hasıl olmuş olduğuna ve içlerinden aklı ermeyenler hayvan gibi bulundukları merkez sapıklıkta sebat ve metanet edenler ve kendi asayişlerini her bir şeye tercih eylediklerinden başka hallerini korumak için ellerinden geldiği mertebe paşayı baştan çıkarmaya sarf-ı fesat eylediklerine binaen Mısır askerinin vücut ve nizamı zabitan takımının bir şekilde yazılı cezbedilmiş olmalarından icap eylediği tahkik ve müşahede olunmuştur Şevval Şerif’in on beşinci Pazar ertesi günü yol lazımım hazır olmuş olmakla veda için paşaya varıldıkta yazdığı cevapnameyi verip kapı yoldaşlarımın cümlesine dualar ederim demekle veda olunarak doğru Mısır’ın iskelesi olan Bulak’a inilip İskenderiye tarafına dönülmüştür ve İskenderiye’ye ulaşma ile gemi-i hümayuna biniş acizanemde Boğos gelip tertip edilmekte olan yirmi beş bin kese dahi ilave ile otuz bin keseye ulaştırılmasını ve size haber verilmesini paşa şimdi yazmış olmakla tertip edeceğim diye haber vermiş ertesi gün dahi hareket ve azimet kılınmıştır acizane memuriyetim gereği veçhile Mısır’a ulaşmamda memur olunan işe dair vuku bulan cevaplaşmalar ile bazı görülüp işitilen ve tahkik ve gizlice dinlenebilen havadis ve keyfiyetlerin üste gelenleri yukarıda olduğu gibi bent bent kaleme alınıp arz ve ifadeye cesaret olunduğu ve adı geçen önce her ne kadar tevazu ve yumuşaklık ve bir memuriyet gereği çekme ve emin etme lisanı kullanılarak مطلوب olan merkeze eğilmesine gayret olunmuş ise de yine şimdikinden başka yüksekten uçması artmış olduğundan zorunlu bazı sohbet arasında münasebet getirilerek nazik ve yumuşak tabirlerle hayli ağır ve dokunaklı sözler söylenip eğerçi tavır ve muamelesine fi’l-cümle tenezzül gelmiş ise de yine işçe dediğinden dönmemiş olmakla bu suret kendisinin bazı taraftan umudu olmasını gerektirir ve konsolosların yukarıda beyan olunan tavır ve lisanları ciddi olduğu halde zahiren onu teyit eyler ise de gizlice acizane tahkikime göre yüce saltanata itaat ve tabiiyet hususundan dolayı sureti malum değilse de kendisi sıkıştırılmakta ve hatta herkes malını kendi satsın diyerek tekel usulünün terki dahi teklif olunmakta olarak gerçekten kendisinin Frenkleri fazlaca kötülemesi ve aciz kulunuza anlatmıyorlarsa da aralarında telaş ve ıstırap olması dahi bu suretin sıhhatini icap eylemiş ve bu keyfiyet cümle bendenizin hissettiklerinden bulunmuş olmakla zeyl ve işara mübaderet kılındığı yüce ilimlerine sunulduğunda ol babda ve her halde emir ve ferman hazret-i veliyyü’l-emr ve’l-ihsan efendimizindir.
Not: Bu metin, 1 Mayıs 1926 tarihli Türk Tarih Encümeni Mecmuası’nın 16. cilt, 15. sayısında (92) yayınlanmıştır.
Meta Bilgiler:
Dil: Türkçe (Osmanlıca aslından çeviri)
Başlık: Tarihin Tozlu Sayfalarından: Kavalalı Mehmet Ali Paşa İle Bir Görüşme (1837)
Anahtar Kelimeler: Osmanlı Tarihi, Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Mısır Sorunu, 19. Yüzyıl, Tarihi Belge, Sarım Bey Raporu, Osmanlı-Mısır İlişkileri.
Açıklama: 1837 yılında Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa ile Osmanlı elçisi Sarım Bey arasında gerçekleşen tarihi görüşmenin detaylarını içeren bu rapor, dönemin siyasi dinamiklerini ve Mehmet Ali Paşa’nın bağımsızlık mücadelesini anlamak için önemli bir kaynaktır.
Kategori: Tarih







