Merhaba değerli meslektaşlarım. ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yolculuğunda, kendi çalışma sürecimde titizlikle hazırladığım, akademik kaynaklardan süzdüğüm notlarımı “Bilginin sadakası paylaşmaktır” düsturuyla sizlere sunuyorum.
Bu seri, sadece yüzeysel bilgileri değil; sınavda sizi rakiplerinizin önüne geçirecek “detay” ve “çeldirici” noktaları da içermektedir. Özellikle divan edebiyatının o görkemli kapısını birlikte aralayacağız.
Umarım bu notlar, atama yolunda hepimize birer basamak olur. Başarılar dilerim.
1. Eski Türk Edebiyatı’nın (Divan Edebiyatı) Temel Dinamikleri
Bu edebiyat, 13. yüzyılda Hoca Dehhani (la-dini/dışı) ve Mevlana/Sultan Veled (tasavvufi) çizgisiyle başlayıp, 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar hüküm süren, estetik zevki yüksek bir “Yüksek Zümre” edebiyatıdır.
Genel Özellikler ve Sınav Odaklı Analiz
- Sentez Bir Edebiyattır: Temeli İslami kültürdür; ancak Arap (nazım şekilleri, vezin) ve Fars (mitoloji, mazmun, estetik) edebiyatının Türk zevkiyle harmanlanmasıyla oluşmuştur.
- Soyut ve İdealize Edilmiş Bir Dünyadır: Şiirde anlatılan sevgili gerçek değil, “idealize” edilmiştir. Aşık daima acı çeker, rakip (ağyar) daima aradadır. Somut gerçeklikten ziyade zihinsel tasarımlar ön plandadır.
- Sanat İçin Sanat: Toplumsal fayda gütmez (İstisnalar: Nabi gibi hikemi şairler). Asıl amaç, belirlenmiş kurallar içinde en güzel, en sanatlı sözü söylemektir.
- Parça Güzelliği Esastır: Şiirin tamamındaki konu bütünlüğünden ziyade (Yek-ahenk gazeller hariç), “beyit güzelliği” önemsenir. Her beyit kendi içinde bağımsız bir sanat eseri gibidir.
- Göz İçin Kafiye: Kulaktan ziyade göze hitap eden, Arap harflerinin yazılış biçimlerine dayalı bir kafiye anlayışı benimsenmiştir (Abes-Muktebes tartışmasına kadar bu sürmüştür).
- Dil ve Üslup: Arapça, Farsça ve Türkçeden oluşan “Osmanlı Türkçesi” kullanılır. Dil ağırdır, söz sanatları (edebi sanatlar) şiirin belkemiğidir.
- Mahlas Geleneği: Şairler takma ad (mahlas) kullanır. Bu gelenek, şairin kimliğini sanatın bir parçası haline getirir.
ÖABT Kritik Not: Divan edebiyatının “En Parlak Dönemi” sorulduğunda genelde 16. ve 17. yüzyıllar (Fuzuli, Baki, Nef’i, Nedim öncesi dönem) zirve kabul edilir. 18. yüzyıl ise (Nedim, Şeyh Galib) daha çok “Mahallileşme” ve “Sebk-i Hindi” akımlarıyla yeniliklerin ve son büyük parlamaların olduğu dönemdir.
2. Terminoloji Sözlüğü: Sınavda Çıkabilecek Kavramlar
Divan şiirini anlamak için anahtar kelimelere hakim olmak gerekir. ÖSYM bu kavramları tanım olarak sormayı sever.
A. Mazmun (İmge Dünyası)
Kalıplaşmış, arkasında derin bir kültürel birikim barındıran benzetmelerdir. Şair, “servi” dediğinde okuyucu bunun sadece bir ağaç olmadığını, sevgilinin uzun boyunu kastettiğini bilir.
- Bikr-i Mazmun (Bakir Mazmun): Daha önce kimse tarafından kullanılmamış, orijinal, yeni bulunan mazmunlara denir. (Özellikle 17. yy sonrası şairler bunun peşine düşmüştür).
- Örnekler:
- Gonca: Sevgilinin ağzı (küçük olması ve açılmamış olması/sır saklaması).
- Nergis: Sevgilinin gözü (baygın bakışlı, hasta).
- Yılan (Mar): Sevgilinin saçı (kıvrımlı ve aşığa eziyet eden).
B. Mahlas ve Mahlas-name
- Mahlas: Şairin şiirdeki takma adıdır. Genellikle gazellerin son beytinde (makta), kasidelerin ise “taç beytinde” geçer.
- Mahlas-name: Usta bir şairin, çırağına veya yeni bir şaire mahlas verdiğinde yazdığı şiirdir. Bu bir “icazet” (onay) niteliği taşır.
- Örnek: Şeyh Galib’e “Esad” mahlasını hocası Hoca Neşet vermiştir. Ancak Galib, bu mahlasın yaygın olduğunu görüp “Galib”i seçmiştir.
- Tapşırma: Halk edebiyatındaki mahlas kullanımıdır (Karıştırmayalım).
C. Diğer Kritik Terimler
- Nazire: Bir şairin şiirine, başka bir şair tarafından aynı vezin, aynı kafiye ve aynı redifle yazılan benzer şiirdir. (Saygı ve beğeni ifadesidir).
- Tehzil (Hezel): Meşhur bir şiire, alaycı ve mizahi bir üslupla yazılan naziredir.
- Tezkire: Şairlerin hayatlarının ve şiirlerinden örneklerin yer aldığı biyografik eserlerdir (Günümüz edebiyat tarihleri/antolojileri).
- Hamse: Beş mesneviden oluşan külliyattır. (Hamse sahibi olmak şair için büyük bir prestijdir. İlk hamse sahibi: Ali Şir Nevai).
3. İsimlendirme Meselesi: Bu Edebiyata Kim, Ne Dedi?
Bu edebiyat koluna verilen isimler, dönemin bakış açısına veya ideolojik yaklaşımlara göre değişmiştir. ÖABT’de bu eşleştirmeler soru potansiyeli taşır.
| Adlandırma | Kim/Hangi Ekol Kullandı? | Açıklama/Kaynak |
| Klasik Türk Edebiyatı | Fuat Köprülü | Batı’daki “Klasisizm” gibi kuralcı ve yerleşik olduğu için. |
| Osmanlı Edebiyatı | Ziya Paşa | Harabat Antolojisi mukaddimesinde kullanmıştır. |
| Ümmet Çağı Edebiyatı | Ziya Gökalp | Türk edebiyatını “Kavim-Ümmet-Medeniyet” olarak ayırdığı için. |
| Divan Edebiyatı | Ömer Seyfettin & Ali Canip | Şairlerin şiirlerini topladıkları “Divan” adlı defterlerden yola çıkarak. |
| Havas (Yüksek Zümre) | Halk/Aydın Ayrımı | Halka (Avam) inemeyen, saray çevresi edebiyatı olduğu iddiasıyla. |
| Şi’r-i Kudema | Eskiler | “Eskilerin şiiri” anlamında. |
4. Mürettep (Düzenli) Bir Divan’ın Anatomisi
Şairlerin şiirlerini topladığı eserlere “Divan” denir. Ancak her şiir defteri divan değildir. Bir divanın “Mürettep” (tertipli/kurallı) sayılabilmesi için belirli bir hiyerarşiyi takip etmesi gerekir.
Sıralama Kuralı (Önemli):
- Mensur veya Manzum Dibace: Giriş yazısı, önsöz.
- Kaside Bölümü: Hiyerarşik sıralama vardır:
- Tevhid (Allah’ın birliği)
- Münacat (Yalvarış/Dua)
- Naat (Hz. Muhammed’e övgü)
- Miraciye (Miraç hadisesi)
- Dört Halife Övgüsü (Çihar-ı Yar-i Güzin)
- Padişah/Sadrazam Övgüleri (Methiyeler)
- Tarihler: Ebced hesabı ile düşülen tarihler.
- Musammatlar: Bentlerden kurulan nazım şekilleri (Murabba, Muhammes, Terkib-i Bend vb.)
- Gazeller: Divanın en hacimli kısmıdır. DİKKAT: Gazeller, kafiye ve rediflerinin son harfine göre, Arap alfabesi (Elif-ba) sırasıyla dizilir. Konusuna göre dizilmez!
- Mukatta’at (Kıtalar): Kıta, nazım, rubai, müfredler.
Kavram: Divan oluşturacak kadar şiiri olmayanların eserlerine Divançe denir. Hiçbir kurala uymadan şiirlerin rastgele yazıldığı defterlere ise Cönk veya Mecmua denir (Cönk daha çok Halk edebiyatı terimidir).
5. ÖABT İçin “Altın” ve “Çeldirici” Bilgiler
Sınavda “Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?” sorularında karşınıza çıkacak istisnai bilgiler:
- Divan Sahibi İlk Şairler:
- Anadolu Sahası: Yunus Emre (Risaletü’n Nushiyye adlı mesnevisi de vardır).
- Din Dışı (Seküler): Hoca Dehhani (Ancak elimizde mürettep bir divanı yoktur, şiirleri mecmualardadır).
- Divan sahibi ilk padişah: Fatih Sultan Mehmet (Avni).
- Kasidesiz Divanlar: Normalde mürettep divanda kaside olur. Ancak;
- Kadı Burhanettin: Divanı vardır ama şiirleri gazel/tuyuğ ağırlıklıdır, klasik tertipte değildir.
- Hüseyin Baykara: Divanında kaside yoktur.
- Dini Şiirlerin Olmadığı Divanlar:
- Baki: Büyük bir şair ve Şeyhülislam olmasına rağmen divanında Tevhid, Münacat ve Naat gibi dini giriş şiirleri bulunmaz.
- Nedim: Lale Devri şairidir; divanında Tevhid, Münacat, Naat yoktur. Dünyevi zevk ön plandadır.
- Mahlas Kullanmayanlar:
- Nadirdir. Kadı Burhanettin ve Kemalpaşazade mahlas kullanmamış, kendi isim/lakaplarıyla şiir yazmışlardır.
- Mahlası Şiirde Geçmeyen Türler:
- Rubai, Tuyuğ ve Kıta nazım biçimlerinde genelde mahlas kullanılmaz.
Bu notların devamı ve detaylı tahliller için takipte kalın.
(Yorumlarınızı ve özellikle anlaşılmayan kısımları sormaktan çekinmeyin.)








