Yahya Kemal – Ses şiiri Osmanlıca Metin

Bu yazıda sizlerle paylaşmış olduğum Yahya Kemal Beyatlı’nın “Ses” adlı şiiri, hem dil hem de duygu bakımından Türk şiirinin en rafine örneklerinden biridir. Şair bu eserinde, Bebek semtinde geçen bir akşam manzarası üzerinden, iç huzuru ve aşkın hatırasıyla dolu bir ruhi uyanışı anlatır. Mısralar arasında duyulan “bir bestenin engin sesi”, aslında insanın kalbinde yankılanan geçmişin ve duygunun sesidir. Bu şiir, Osmanlıca’nın zarafetini ve musikîsiyle yüklü estetiğini en güzel biçimde yansıtır. Osmanlıca metinleri okuyabilmek, yalnızca bir dili değil, bir medeniyetin ruhunu anlamak demektir. Arapça ve Farsça kökenli kelimelerin ahengiyle örülü bu dizeler, okura hem tarihî bir tat, hem de edebî bir derinlik sunar. Bu paylaşımda, Yahya Kemal’in “Ses” şiirinin hem günümüz Türkçesiyle hem de Osmanlıca aslıyla yer alması, okura dilimizin geçirdiği dönüşümü fark ettirirken, Osmanlıca öğrenmenin kültürel önemini de hatırlatmaktadır. Osmanlıca’yı anlamak, geçmişle bağ kurmak, kelimelerin sesinde kaybolmuş bir medeniyetin kalbini yeniden duymaktır.

ses-osmanlica-ses-yahya-kemal-295x1024 Yahya Kemal - Ses şiiri Osmanlıca Metin

Ses

Günlerce ne gördüm ne de kimseye sordum,
`Yarab! hele kalp ağrılarım durdu!` diyordum.
His var mı bu alemde nekahat gibi tatlı
Gönlüm bu sevincin heyecanıyla kanatlı
Bir taze bahar alemi seyretti felekte,
Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek`te,
Akşam!.. Lekesiz,,saf, iyi bir yüz gibi akşam!..
Ta karşı bayırlarda tutuşmuş iki üç cam;
Sakin koyu,şen cepheli kasrıyle Küçüksu,
Ardında vatan semtinin ormanları kuytu;
Bir neşeli hengamede çepçevre yamaçlar
Hep aynı tehassüsle meyillenmiş ağaçlar
Dalgın duyuyor rüzgarın ahengini dal dal.
Baktım süzülüp geçti açıktan iki sandal.
Bir lahzada bir pancur açılmış gibi yazdan
Bir bestenin engin sesi yükseldi boğazdan
Coşmuş yine bir aşkın uzak hatırasıyla,
Aksetti uyanmış tepelerden sırasıyla,
Dağ dağ o güzel ses bütün etrafı gezindi:
Görmüş ve geçirmiş denizin kalbine sindi.
Ani bir üzüntüyle bu rüyadan uyandım.
Tekrar o alev gömleği giymiş gibi yandım,
Her yerden o,hem aynı bakış ,aynı emelde,
Bir kanlı gül ağzında ve mey kasesi elde;
Her yerden o, hem aynı güzellikte göründü,
Sandım bu biten gün beni ram ettiği gündü.
Yahya Kemal Beyatlı

Yahya Kemal’de Ses ve Musiki İlişkisi: “Ses” Şiirinde Duyuşun Derinliği

Yahya Kemal Beyatlı’nın “Ses” adlı şiiri, kelimelerin bir musikiye dönüştüğü nadir eserlerdendir. Şair, Boğaziçi’nin akşamında duyulan bir bestenin tınısını yalnız işitmez, onu kalbinin en derin noktasında hisseder. “Bir bestenin engin sesi yükseldi boğazdan” dizesiyle başlayan o an, dış dünyadaki sesin iç dünyada yankı bulduğu bir ruhsal titreşim hâline gelir. Bu şiirdeki musiki, yalnızca notaların değil; rüzgârın, dalgaların ve hatıraların sesidir. Yahya Kemal, kelimeleri öyle bir düzen içinde kullanır ki her mısra, bir makamın ölçüsüyle akar; her durak, bir nefes kadar anlamlıdır. Onun için şiir, sesle anlamın birleştiği bir musiki sanatıdır. “Ses”te bu birlik tam manasıyla hissedilir; insanın içindeki hatıranın sesiyle dış dünyanın sesi birbirine karışır. Bu yönüyle şiir, okuyucusuna yalnız bir manzara değil, işitilen bir rüya sunar. Yahya Kemal’in musikiyi mısralarında ustalıkla işlediği bir diğer eser ise Endülüs’te Raks şiiridir. O şiirde de ses, hareketin ve ritmin estetiğine dönüşür.
Bu büyülü şiirleri sitemizde okuyabilir, Yahya Kemal’in kelimelerle kurduğu musikiyi daha derinden hissedebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.