Yeni Türk Edebiyatı: Oluşumu, Kavramsal Çerçevesi ve Başlangıcı

(Tanzimat Öncesi Batılılaşma Hareketleri ve Edebi Zemin)

I. Yeni Türk Edebiyatı Disiplinine Giriş

Yeni Türk Edebiyatı, Türk Edebiyatı Tarihi’nin Batı medeniyeti ve kültürü ekseninde şekillenmeye başladığı ve modernleşme sürecini yaşadığı dönemi inceleyen temel bir disiplindir. Geleneksel yapıdan (Divan Edebiyatı ve Halk Edebiyatı) kopuşu ve Batı edebiyatlarının (özellikle Fransız Edebiyatı) estetik, tür ve düşünce yapılarını benimseme sürecini merkeze alır.

A. Kavramsal ve Kronolojik Çerçeve

  • Tanım: Yeni Türk Edebiyatı, Batı (Avrupa) etkisinde gelişen ve Türk toplumunun sosyal, siyasal ve kültürel dönüşümüne paralel olarak modernleşen edebiyat geleneğini ifade eder.
  • Kapsam: Türk edebiyatının yaklaşık olarak son yüz elli yıllık (1860’lardan günümüze) bölümünü kapsar. Ancak, modernleşmenin kökenleri dikkate alındığında, başlangıç zamanı tartışmalıdır.
  • Başlangıç Noktası Tartışmaları:
    • Geleneksel Kabul: Yeni Türk Edebiyatının başlangıcı olarak genellikle Tanzimat Fermanı’nın ilanı (1839) ya da daha yaygın bir şekilde, İlk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval‘in çıkarılması (1860) kabul edilir. 1860, Batı türlerinde ilk edebi ürünlerin verilmeye başlandığı milat olarak kabul görür.
    • Geniş Perspektif: Akademik çalışmalarda, edebiyatın bir anda değişmediği gerçeğinden hareketle, Tanzimat öncesi Batılılaşma çabalarına, özellikle Lale Devri (1718-1730) ve III. Selim (Nizam-ı Cedid) dönemi gibi yenileşme hareketlerinin edebi zemini hazırladığı vurgulanır. Bu çalışmada da Tanzimat öncesi döneme özel bir yer verilecektir.

B. Yeni Türk Edebiyatı İçin Kullanılan Terimler (Nomenklatür)

Dönemin ve disiplinin yapısını yansıtan, farklı zamanlarda kullanılmış belli başlı terimler şunlardır:

  • Tecdidi Devri: (Yenilenme, yenileşme dönemi) Değişimi vurgular.
  • Batılılaşma Devri (Garp Edebiyatı): Edebiyatın yöneldiği medeniyet dairesini işaret eder.
  • Muasır Edebiyat: (Çağdaş Edebiyat) Günün şartlarına uygun, modern edebiyat anlamındadır.
  • Tanzimat Edebiyatı: Dönemin ilk ve en önemli evresinin adıdır.

II. Tanzimat Edebiyatı Öncesinde Bilinmesi Gereken Önemli Notlar: Modernleşmenin Kökenleri (18. Yüzyıl – 1860)

Tanzimat’a giden süreç, Osmanlı Devleti’nin Batı karşısındaki üstünlüğünü yitirmesiyle başlayan, askeri ve teknik alanda başlayan, zamanla idari, hukuki ve kültürel alanlara yayılan bir reform sürecidir.

A. Batılılaşma Faaliyetlerinin Kökeni ve Temas Noktaları

  • Lale Devri (1718-1730): Türk edebiyatı için Batılılaşma faaliyetlerinin kökeni Lale Devri’ne kadar dayanır. Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa döneminde, özellikle estetik alanda Batı’ya yöneliş başlamış; bu dönemde ilk kez Paris’e sürekli elçiler gönderilmiş, mimaride Batı tarzı etkiler görülmüş ve ilk matbaa kurulmuştur.
  • İlk Ciddi Temaslar: Elçilikler: Türk kültürünün Batı ile ilk ciddi temasları, Avrupa’ya gönderilen sürekli ve geçici elçiler aracılığıyla olmuştur. Bu elçiler, gittikleri yerlerdeki hayat tarzını, kültür ve teknolojiyi gözlemleyerek hazırladıkları Sefaretnameler ile Batı dünyasını Osmanlı aydınlarına tanıtan ilk kaynakları sunmuştur.
    • En Bariz Örnek: Yirmisekiz Çelebi Mehmet Sait Efendi (Paris Sefaretnamesi, 1721). Eseri, Batı yaşamına dair önemli gözlemler içerir ve aydınlar üzerindeki ilk Batı izlenimlerinin oluşmasına zemin hazırlar.

B. Matbaanın Kuruluşu ve İlk Basılan Eserler

Matbaa, kültürel yenileşme ve bilginin yayılması açısından dönüm noktasıdır.

  • Kuruluşu: İbrahim Müteferrika ve Said Efendi tarafından 1727 yılında kurulmuştur.
  • İlk Basılan Eserler (Örnekler):
    • Van Kulı Lügati (Vankulu): Matbaada basılan ilk eserdir (1729). Arapça-Türkçe bir sözlüktür.
    • Naima Tarihi: İlk Osmanlı resmî tarihidir.
    • Cihannüma: Kâtip Çelebi’nin önemli coğrafya eseri.
    • Raşid Tarihi: Osmanlı tarihine dair bir eser.
    • Ferheng-i Şuurî: Farsça-Türkçe bir sözlüktür.

III. Yenileşme Süreci Türk Kültür Tarihinde İlk Önemli Gazeteler

Gazeteler, Tanzimat Edebiyatı’nın düşünce ve tür bazında gelişiminin temel zeminini oluşturmuştur. Edebi türlerin (makale, fıkra, roman, hikâye, tiyatro) yayımlandığı, yeni fikirlerin (hürriyet, vatan, millet) tartışıldığı ve dilin sadeleşmeye başladığı mecralardır.

1. Takvim-i Vekayi (1831)

  • Dönem ve Tarih: II. Mahmut döneminde 1831‘de çıkarılmıştır.
  • Özellikleri: Türk basın tarihinin ilk resmî gazetesi ve genellikle ilk Türkçe gazete olarak kabul edilir.
  • İçerik: Resmî gazete olduğu için genellikle resmî haberlere, devlet emirlerine ve yasal düzenlemelere yer verilmiştir.
  • İsim ve Yazarlar: Gazetenin adı bizzat padişah tarafından konulmuştur. İlk başyazarı Esad Efendi‘dir. Esad Efendi’den sonraki başyazarı ise Faik Reşat‘tır.
  • Esad Efendi’nin Gazeteciliği: Esad Efendi’nin gazeteciliği, “Geleneksel vak’a yazarlığının modern şekli” olarak değerlendirilir; yani eski vakanüvislik geleneğinin gazetecilik formatına uyarlanmış hali olarak görülür.

2. Ceride-i Havadis (1840)

  • Tarih ve Misyon: 1840‘ta çıkarılır. İngiliz misyoner ve gazeteci William Churchill desteğiyle hazırlanır. İlk çıktığında ilmi, siyasi ve ahlaki bir yayın olma özelliği taşısa da, temel misyonu İngiliz etkisini Osmanlı sahasında yaymaktır.
  • Özellikleri: Basın tarihimizde ilk yarı resmî gazete olarak yer almıştır. Gazeteye, resmî gazeteden sonra çıkarıldığı için bir nevi destek ve izin verilmiştir.
  • İşlevleri: Türk okuyucusunun ilgisini dünya haberlerine açması, Jön Türk hareketinin ilk muhalefet denemesiyle karşılaşılması, yeni düşüncelerin nispeten sade bir Türkçe ile kamuoyuna aktarılması gazetenin önemli katkılarıdır.

3. Vekayi-i Tıbbiyye (1850)

  • Tarih ve Yayımlayanlar: 1850‘de Tıbbiyeli öğrenciler tarafından çıkarılan bir gazetedir.
  • Kısa Ömrü: Yayın hayatı uzun süreli olan bir gazete değildir. Bilimsel yayıncılığın ilk örneklerinden olması açısından önemlidir.

4. Tercüman-ı Ahval (1860)

  • Tarih ve Kurucular: Türk basın tarihinin en önemli başlangıcı olarak kabul edilir. 1860‘ta Agâh Efendi ve Şinasi (İbrahim Şinasi) tarafından çıkarılmıştır.
  • Özellikleri: Türk basınının ilk özel gazetesidir. Bu yönüyle bir dönüm noktasıdır.
  • Edebi Önemi:
    • Tanzimat Başlangıcı: Araştırmacılar tarafından, gazetecilikle birlikte Batı tarzı türlerin de yayımlanmaya başlaması sebebiyle, Tanzimat Edebiyatı’nın esas başlangıç noktası (miladı) olarak kabul edilmektedir.
    • İlk Edebi Eser: Şinasi’nin Şair Evlenmesi adlı töre komedisi tefrika edilerek (bölüm bölüm yayımlanarak) bu gazetede neşredilmiştir.
    • Noktalama İşaretleri: Gazete, noktalama işaretlerinin ilk kez kullanıldığı yayın olması açısından da büyük bir öneme sahiptir.
  • Mukaddime (İlk Makale): Gazetenin okura takdim yazısı olan “Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi” (ya da kısaca “Mukaddime”) edebiyat tarihimizdeki ilk makale örneği olarak değerlendirilir.
    • İçerik: Şinasi tarafından kaleme alınan bu yazı, halkın haber alma özgürlüğüne sahip olduğu yönünde bir vurguya sahiptir. Basının kamuoyu üzerindeki rolünü ve önemini ortaya koyar.
  • Şinasi’nin Diğer Önemli Makaleleri: Şinasi’nin bu gazetede yayımlanan diğer önemli makaleleri:
    • Mizanül Adl: Bir kitap tanıtım ve değerlendirme yazısıdır.
    • Tefrika: “Gazete, tefrika, jurnal” gibi kavramları işler. Bu makalede gazetenin Venedik’te yaygınlık kazandığına değinilmiştir.

5. Tasvir-i Efkâr (1862)

  • Tarih ve Kurucular: Tercüman-ı Ahval gazetesinde Agâh Efendi ile yaşadığı çeşitli anlaşmazlıklar sonucunda Şinasi tarafından 1862‘de çıkarılan bir gazetedir.
  • Özellikleri: Şinasi, bu gazeteyi daha bağımsız ve siyasi-kültürel ağırlıklı bir yayın organı olarak tasarlamıştır. Şinasi’nin 1865’te Fransa’ya gitmesiyle gazetenin yönetimi Namık Kemal‘e geçmiştir.
  • İlk Yazı: Şinasi’nin Tercüman-ı Ahval‘deki ilk yazısı gibi bu gazetede de yayımlanan ilk yazısının adı **”Mukaddime”**dir.
  • Sütun Başlığı: Şinasi, bu gazetedeki yazılarının büyük bir kısmını “Payitaht” başlığı altında okurlarına sunmuştur.
  • Tezkiretü’ş Şuara Makalesi: Bu gazetede yayımlanan Tezkiretü’ş Şuara adlı makalesi, tezkire geleneğimizin son örneği olan Fatin Tezkiresi’ni gözden geçirip düzenlediğini anlatmıştır. Bu, geleneksel ile modern arasındaki bağlantıyı kurma çabasıdır.

Değerlendirme ve Önemi

Yukarıda detaylandırılan bu gazeteler, Yeni Türk Edebiyatı’nın laboratuvarları işlevini görmüşlerdir. Edebi türler (makale, deneme, hikaye, roman tefrikası), toplumsal fikirler (hürriyet, adalet, meşrutiyet) ve sadeleşen bir dil, ilk olarak bu gazetelerin sütunlarında filizlenmiştir. Özellikle 1860 yılındaki Tercüman-ı Ahval‘in çıkışı, edebiyatın konularının saray ve din dairesinden çıkarak topluma ve günlük yaşama yönelmesinin, modern edebi türlerin doğuşunun ve yeni bir aydın tipinin (Şinasi, Namık Kemal vb.) sahneye çıkışının kesin başlangıcı olarak kabul edilmelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.