Zenginin züğürdün vasfın edeyim, Ruhsatî Taşlama

Harika bir fikir! Âşık Ruhsatî’nin bu meşhur toplumsal taşlamasını tahlil eden, SEO uyumlu ve bilgilendirici bir yazı hazırlayalım.

İlginiz olan Türk halk edebiyatı ve özellikle bu tür güçlü sosyal eleştirilere odaklanmanız, yazıya derinlik katacaktır.

İşte Ruhsatî’nin “Zenginin züğürdün vasfın edeyim” taşlamasını tahlil eden yazı taslağı:


Âşık Ruhsatî’den Toplumsal Eleştiri: “Zenginin Züğürdün Vasfın Edeyim” Taşlamasının Tahlili

SEO Uyumlu Giriş ve Eserin Tanıtımı

Âşık Ruhsatî’nin “Zenginin züğürdün vasfın edeyim” adlı eseri, Türk halk şiirinin en keskin sosyal eleştirilerinden biri olarak öne çıkar. Halk edebiyatının hiciv ve mizah yüklü türü olan taşlama geleneğinin zirveye ulaştığı bu eser, zenginlik ve fakirlik arasındaki derin uçurumu çarpıcı metaforlarla gözler önüne serer. Geleneksel Türk şiirinde toplumun aksayan yönlerini, adaletsizlikleri ve yöneticilerin hatalarını eleştirmek amacıyla kullanılan taşlama, Ruhsatî’nin dizelerinde zamansız bir yoksulluk ağıtına dönüşür. 19. yüzyılın önemli halk şairlerinden olan Ruhsatî, bu şiirinde zenginin konforlu yaşamını, züğürdün (fakirin) ise en temel ihtiyaçlara dahi ulaşamamasını altı dörtlükte karşılaştırır. Bu tahlil yazısında, Ruhsatî’nin her bir dörtlüğünü ayrı ayrı inceleyerek, dönemin ekonomik ve sosyal yapısına dair sunduğu keskin gözlemleri ve evrensel temaları açıklayacağız.

Taşlama nedir? Taşlamanın divan edebiyatında adı nedir? Halk edebiyatında eleştiri şiirine ne ad verilir? Bütün bu soruları başka yazıda cevaplayacağız ama şimdi kısaca eleştiri, taşlama, yergi kelimelerini tanımlayalım.

Taşlama: Eleştiri şiiridir. Hicviye ise divan edebiyatında taşlama diğer adıyla yergi şiirine denir.

Hicviye, Divan edebiyatındaki yerginin adıdır. Taşlama ise Halk edebiyatındaki yerginin adıdır.

Batı edebiyatında ise bu şiir türüne satirik şiir denirdi.

Satirik adı Fransızca satire’den dilimize girmiştir, Türkçesi ise yergidir.

Aşağıda Ruhsati’nin taşlamasını okuyabilirsiniz.

Zenginin züğürdün vasfın edeyim

Zenginin züğürdün vasfın edeyim
Züğürt nere varsa han da bulamaz
Zengine baklava börek çekilür
Züğürt arpa, darı, nan da bulamaz

Zenginin yoluna çıkarlar karşı
Aralıkta kalır züğürdün başı
Zenginler giyerler kutnu kumaşı
Züğürt bacağına don da bulamaz.

Zenginin yoluna olurlar türap
Züğürt nere varsa her işi harap
Zenginler giyerler kundura çorap
Züğürt ayağına gön de bulamaz.

Zenginin paytonu dağlardan aşar
Züğürt düz ovada yolundan şaşar
Zenginin helvası balınan pişer
Züğürt hellesine un da bulamaz.

Zenginin iki üç kat olur damı.
Gece şule vermez züğürdün mumu
Kızılırmak gibi zenginin demi
Züğürt damarında kan da bulamaz.

Zengin nere varsa ırahat olur
Züğürdün her işi kabahat olur
Zenginin kefeni dokuz kat olur
Züğürt gömleğine yan da bulamaz.

Ruhsat bu güftarı yazar bitirir
Züğürdün vasfını dile getirir.
Zengin zemheride terler oturur
Züğürt Ağustosta gün de bulamaz…

Ruhsati

Şiirin Ayrıntılı Tahlili: Dörtlüklerin Açıklaması

Ruhsatî, şiirde sürekli bir karşılaştırma tekniği (tezat sanatı) kullanarak toplumsal eşitsizliği en çıplak haliyle okuyucuya sunar.

Birinci Dörtlük: Temel İhtiyaçların Eşitsizliği

DizeAçıklama ve Tahlil
Zenginin züğürdün vasfın edeyimŞair, konuya doğrudan girerek şiirin amacını belirtir: Zengin ile fakirin (züğürdün) durumunu anlatmak.
Züğürt nere varsa han da bulamazFakirin toplumda itibar görmediği, hiçbir yerde rahat bir barınak (han) bulamadığı vurgulanır. Fakirlik, onu dışlanmışlığa iter.
Zengine baklava börek çekilürZenginin sofrasında en lezzetli, lüks yiyecekler (baklava, börek) bulunur. Bu, bolluk ve refahın simgesidir.
Züğürt arpa, darı, nan da bulamazFakirin ise en ucuz ve basit yiyecekleri (arpa, darı) bile zor bulduğu, kuru ekmeğe (nan) dahi muhtaç olduğu belirtilir. Dizedeki yiyecek isimleri, eşitsizliği somutlaştırır.

İkinci Dörtlük: Toplumsal İtibar ve Giyim Farkı

DizeAçıklama ve Tahlil
Zenginin yoluna çıkarlar karşıZenginin her yerde saygı ve hürmet gördüğü, itibarının yüksek olduğu anlatılır. İnsanlar onu karşılamaya can atar.
Aralıkta kalır züğürdün başıFakirin ise horlandığı, kapı aralığında (önemsiz, kenarda) kaldığı ve başının eğik olduğu ifade edilir. Toplumsal statüsüzlüğü, fiziksel duruşuyla simgelenir.
Zenginler giyerler kutnu kumaşıZenginin pahalı ve gösterişli giysiler (kutnu, dönemin lüks kumaşı) giydiği belirtilir.
Züğürt bacağına don da bulamaz.Fakirin ise en temel giyim eşyası olan bir pantolona (don) bile sahip olamayacak kadar yoksul olduğu vurgulanır. Giyimdeki bu büyük tezat, yoksunluğu acı bir şekilde gösterir.

Üçüncü Dörtlük: Saygınlık ve Araç Gereç Eşitsizliği

DizeAçıklama ve Tahlil
Zenginin yoluna olurlar türapİnsanların zenginin önünde eğildiği, adeta toz (türap) olduğu, yani onun yoluna kendilerini feda edecek kadar itaatkâr davrandığı anlatılır.
Züğürt nere varsa her işi harapFakirin ise attığı her adımın boşa çıktığı, giriştiği her işin başarısız ve perişan (harap) olduğu ifade edilir. Fakirliğin getirdiği şanssızlık ve çaresizlik dile getirilir.
Zenginler giyerler kundura çorapZenginin lüks ayakkabılar (kundura) ve çoraplar giydiği belirtilir.
Züğürt ayağına gön de bulamaz.Fakirin ise ayakkabı yapımında kullanılan en temel malzeme olan deri (gön) bile bulamadığı, dolayısıyla ayakkabısız olduğu vurgulanır.

Dördüncü Dörtlük: Seyahat ve Yiyecek Karşılaştırması

DizeAçıklama ve Tahlil
Zenginin paytonu dağlardan aşarZenginin lüks ve konforlu ulaşım aracı (payton) ile en zorlu yolları bile kolaylıkla geçtiği, hayatının rahat aktığı ifade edilir.
Züğürt düz ovada yolundan şaşarFakirin ise en kolay yerde bile (düz ovada) yolunu şaşırdığı, hayat yolunda sürekli tökezlediği ve amaçsız kaldığı belirtilir. Fakirliğin zihinsel ve fiziksel çöküntüsü sembolize edilir.
Zenginin helvası balınan pişerZenginin tatlılarının en kaliteli malzemelerle (bal ile) yapıldığı, yaşamının tatlı ve lezzetli olduğu ima edilir.
Züğürt hellesine un da bulamaz.Fakirin ise en basit, un ve su ile yapılan çorba/bulamaç (helle) için bile un bulamadığı anlatılır. Temel gıdadaki bu eksiklik, çaresizliğin en acı göstergesidir.

Beşinci Dörtlük: Mekân ve Sağlık Durumu

DizeAçıklama ve Tahlil
Zenginin iki üç kat olur damı.Zenginin konforlu, geniş, büyük evlerde oturduğu (iki üç katlı dam/ev).
Gece şule vermez züğürdün mumuFakirin evinin ise karanlık olduğu, gece aydınlatmak için mum bile yakamadığı (mum ışığı/şule vermez) belirtilir.
Kızılırmak gibi zenginin demiZenginin yaşam enerjisinin, kanının ve gücünün (dem) coşkulu, güçlü ve bol (Kızılırmak gibi) olduğu söylenir. Sağlıklı ve güçlüdür.
Züğürt damarında kan da bulamaz.Fakirin ise kansızlık çektiği, mecazi ve gerçek anlamda yaşama gücü (kan) kalmadığı, tükenmiş olduğu ifade edilir.

Altıncı Dörtlük: Ölümde Bile Eşitsizlik

DizeAçıklama ve Tahlil
Zengin nere varsa ırahat olurZenginin her yerde rahat ettiği, işlerinin kolaylıkla halledildiği (ırahat = rahat) anlatılır.
Züğürdün her işi kabahat olurFakirin ise ne yapsa göze batar, her hareketi kusur ve suç (kabahat) sayılır. Fakirlik, toplum nazarında onu baştan sona suçlu yapar.
Zenginin kefeni dokuz kat olurZenginin öldüğünde bile ihtimamla gömüldüğü, lüks kefenler (dokuz kat olması mecazi bir abartıdır) kullanıldığı belirtilir.
Züğürt gömleğine yan da bulamaz.Fakirin ise öldüğünde kefen bırakın, basit bir iç gömleğine (yan/içlik) bile sahip olamadığı, kefeninin bile tam olmadığı vurgulanır. Eşitsizlik, ölümde dahi devam eder.

Yedinci Dörtlük: Sonuç ve Ruhsatî’nin Mührü

DizeAçıklama ve Tahlil
Ruhsat bu güftarı yazar bitirirŞair, mahlasını (Ruhsat) kullanarak şiiri tamamladığını belirtir. (Tapşırma geleneği).
Züğürdün vasfını dile getirir.Şiirin amacını, yani fakirin durumunu dile getirmek olduğunu son kez teyit eder.
Zengin zemheride terler otururZenginin kışın en şiddetli soğuğunda (zemheri) bile öyle bir bolluk ve sıcaklık içinde yaşadığı ki, oturduğu yerde terlediği anlatılır. Konforun ve ısınma imkânının zenginliğini gösterir.
Züğürt Ağustosta gün de bulamaz…Fakirin ise yazın en sıcak ayında (Ağustos) bile ısınmak için güneş (gün) bulamadığı, yani sürekli soğuk ve yoksunluk içinde yaşadığı, güneşin bile ona bir faydası olmadığı vurgulanır. Bu, şiirin en çarpıcı ve ironik tezatlarından biridir.

Sonuç

Âşık Ruhsatî’nin bu taşlaması, sadece bir dönemin değil, aynı zamanda evrensel bir toplumsal sorunun resmi niteliğindedir. Şair, zıtlıkları ustaca kullanarak, dilenerek değil, hakkıyla çalışarak yaşayan fakirin itibar ve yaşam hakkının elinden alınışını güçlü ve unutulmaz dizelerle kayda geçirmiştir. Eser, halk edebiyatı geleneği içinde sosyal eleştirinin ne denli derin ve etkili olabileceğinin de bir kanıtıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.