Anasayfa / Türk Dili Tarihi / Köklerimizden Günümüze: Türk Dilinin Tarihi Gelişimi ve Orhun Abideleri

Köklerimizden Günümüze: Türk Dilinin Tarihi Gelişimi ve Orhun Abideleri

Türkçe, yeryüzünde konuşulan en köklü ve en zengin dillerden biridir. Binlerce yıllık geçmişi, geniş coğrafyası ve ilk yazılı belgeleriyle Türk dili, sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda muazzam bir kültür taşıyıcısıdır. Peki, bu dil hangi evrelerden geçerek günümüze ulaştı? “Türk” adının geçtiği ilk metinler bize ne anlatıyor?

Bu yazımızda; Milli Eğitim müfredatı ve akademik kaynaklar ışığında Türk dilinin tarihi dönemlerini inceleyecek, dilimizin ilk yazılı şaheserleri olan Orhun Abideleri‘nin (Göktürk Kitabeleri) sırlarına derinlemesine bir yolculuk yapacağız.

Türk Dilinin Tarihi Dönemleri: Genel Bakış

Türk dilinin tarihi gelişimi, bilimsel olarak takip edilebilen dönemler ve karanlık (belgelerle takip edilemeyen) dönemler olarak ikiye ayrılır. İlk yazılı belgelerimiz olan Köktürk (Orhun) Yazıtları’ndan önceki dönem, dilimizin “karanlık devri” olarak adlandırılır; ancak bu yazıtlardaki dilin gelişmişliği, Türkçenin çok daha eski bir geçmişe sahip olduğunun en büyük kanıtıdır.

Sınıflandırma Farklılığı: MEB vs. Akademik Bakış

Öğrencilerin ve araştırmacıların en çok karıştırdığı nokta, Türk dilinin dönemlere ayrılması konusundaki farklı görüşlerdir. Gelin bu karmaşayı netleştirelim.

1. MEB (Milli Eğitim Bakanlığı) Müfredatına Göre Sınıflandırma

Lise ders kitaplarında esas alınan, daha sadeleştirilmiş sınıflandırma şöyledir:

  • İlk Türkçe
  • Ana Türkçe
  • Eski Türkçe (Köktürk, Uygur ve Karahanlı dönemlerini kapsar)
  • Batı Türkçesi (Eski Anadolu, Osmanlı ve Türkiye Türkçesi)
  • Kuzey-Doğu Türkçesi

2. Akademik Sınıflandırma (Türkologların Görüşü)

Bilim insanları (Ahmet Caferoğlu, Aysu Ata vb.) daha detaylı ayrımlara gitmişlerdir. Ancak günümüzde kabul gören en yaygın akademik görüşe göre Eski Türkçe Dönemi (VII. – XIII. yy); İslamiyet öncesi ve İslamiyet’in ilk eserlerini tek bir çatı altında toplar.

Önemli Not: Akademik çevrelerde son dönemde kabul gören görüşe göre; din değişikliği (İslamiyet’e geçiş) dili anında değiştirmez. Bu yüzden Karahanlı Türkçesi de “Eski Türkçe” dönemine dahil edilir. Dilin asıl kırılma noktası Moğol İstilası ve Türk boylarının batıya göçüdür.


Türk Yazı Dilinin Başlangıcı: Eski Türkçe Dönemi

Eski Türkçe, Türk yazı dili tarihinin başlangıç noktasıdır. Bugün elimizde bulunan ve okunabilen ilk belgeler bu döneme aittir. Eski Türkçe dönemi kendi içinde üç ana kola ayrılır:

  1. Köktürkçe (Orhun Türkçesi): Türk adının ve Türk milletinin devletleşme sürecinin ilk belgeleridir.
  2. Uygur Türkçesi: Yerleşik hayata geçiş ve Budizm/Maniheizm etkisiyle şekillenen dönemdir.
  3. Karahanlı Türkçesi: İslamiyet’in kabulüyle başlayan, Kutadgu Bilig ve Divanü Lügati’t-Türk gibi eserlerin verildiği geçiş dönemidir.

Taşa Kazınan Tarih: Orhun Abideleri (Köktürk Yazıtları)

Türk edebiyatının ve tarihinin bilinen ilk yazılı örneği olan Orhun Abideleri, sadece mezar taşları değil; Türk milletine bırakılmış bir “siyasi vasiyetname” niteliğindedir.

Abidelerin Keşfi ve Çözülmesi

Yüzyıllarca bozkırın ortasında sessizce bekleyen bu taşlar, 1893 yılında büyük bir keşifle dünyaya duyuruldu. Danimarkalı dilbilimci Wilhelm Thomsen, yazıtları çözmeyi başardı. Çözdüğü ilk kelimeler ise manidardır: “Tengri” (Tanrı) ve “Türk”.

Üç Büyük Anıt ve Özellikleri

Orhun Yazıtları temel olarak üç büyük abideyi kapsar. Bu abideler, Moğolistan’daki Orhun Irmağı vadisindedir.

1. Tonyukuk Yazıtı (Dikiliş: 720-725 civarı)

  • Yazarı: Vezir Tonyukuk’un bizzat kendisidir.
  • Önemi: Türk edebiyatının ilk “hatıra” ve “tarih” metni sayılabilir.
  • Üslubu: Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarına göre daha sade, halk diliyle yazılmış ve öğreticidir. Tonyukuk burada tecrübelerini aktaran bir “aksakal” edasıyla konuşur.
  • İçerik: Çin esaretinden kurtuluş ve devletin kuruluş mücadelesinde kendi katkılarını anlatır.

2. Kül Tigin Yazıtı (Dikiliş: 732)

  • Sahibi: Bilge Kağan tarafından, kardeşi Kül Tigin adına diktirilmiştir.
  • Yazarı: Yolluğ Tigin.
  • Önemi: Sanatlı bir üslup (Nutuk havası) hakimdir.
  • İçerik: Kül Tigin’in kahramanlıkları, Türk milletinin Çin entrikalarına karşı uyanık olması gerektiği anlatılır.

3. Bilge Kağan Yazıtı (Dikiliş: 735)

  • Sahibi: Oğlu Tengri Tigin tarafından diktirilmiştir.
  • Yazarı: Yolluğ Tigin.
  • Önemi: Kül Tigin yazıtıyla büyük oranda benzerlik gösterir ancak Bilge Kağan’ın devlet adamı olarak millete hesap vermesi açısından eşsizdir.

Unutulmaz Alıntı: “Üze kök tenğri asra yağız yer kılındukta ekin ara kişi oğlu kılınmış…” (Üstte mavi gök, altta kara toprak yaratıldığında, ikisinin arasında insanoğlu yaratılmış…)


Türklerin İlk Alfabesi: Köktürk (Runik) Alfabesi

Türkler tarih boyunca birçok alfabe kullanmış olsa da (Uygur, Arap, Kiril, Latin), bize özgü olan milli alfabemiz Köktürk alfabesidir. Batılı bilim adamları, şekilleri İskandinav yazılarına benzettiği için buna “Runik Yazı” da demiştir.licensed-image?q=tbn:ANd9GcTjFMB-2_scggxCUM_RwrxOg21CMDBqqPuBpO5OYzG2diKImCP31n7Q0ZkC2UCF7WcUd1_y6M-spxHF0fhyj4FPv5cMQTq50z4Mh1_zTOeqdN7HBS4 Köklerimizden Günümüze: Türk Dilinin Tarihi Gelişimi ve Orhun Abideleri

Getty Images

Keşfet

Alfabenin Özellikleri:

  • Harf Sayısı: 38 harften oluşur (4 ünlü, 34 ünsüz).
  • Yazım Yönü: Sağdan sola doğru yazılır.
  • Uyumluluk: Türkçenin ses yapısına (Büyük Ünlü Uyumu’na) mükemmel derecede uygundur. “K” harfinin ince ve kalın ünlüler için ayrı işaretleri vardır.
  • Ayırıcı: Kelimeler arasına “iki nokta” (:) konularak birbirinden ayrılır.

Yenisey Yazıtları: Orhun’dan Daha mı Eski?

Sıklıkla Orhun Abideleri ile karıştırılan Yenisey Yazıtları, Kırgızlara ait mezar taşlarıdır. Orhun Yazıtları’ndan daha eski oldukları tahmin edilse de (6. ve 7. yüzyıl), edebi ve tarihi değerleri daha düşüktür. Çünkü bu taşlar bir “devlet bildirisi” değil, ölen kişinin dünya hayatına veda ettiği kısa ve samimi mezar yazılarıdır.

Hap Bilgi: Orhun Yazıtları edebi birer şaheser ve tarih belgesiyken; Yenisey Yazıtları daha ilkel ve kısa metinlerdir.


Sonuç: Neden Önemli?

Orhun Abideleri ve Eski Türkçe dönemi; sadece birer arkeolojik kalıntı değil, Türk milletinin hafızasıdır.

  1. İlk Kez “Türk”: Türk adının bir devlet adı olarak geçtiği ilk metindir.
  2. İlk Nutuk: Türk hitabet sanatının ilk örneğidir (Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi ile benzerlik gösterir).
  3. İlk Tarih: Türk tarihinin Türkler tarafından yazıldığı ilk belgedir.

Baki’nin şiirindeki zarafete ulaşmadan yüzyıllar önce, atalarımız taşa kazıdıkları bu sert ve vakur dille bize şu mesajı vermişlerdir: “Ey Türk milleti, titre ve kendine dön!”


Yazarın Notu & Tartışma

Eski Türkçe metinlerini okuduğumuzda, bugün kullandığımız “ayak” kelimesinin o dönemde “adak”, “görmek” kelimesinin “körmek” olduğunu görüyoruz. Sizce dilin bu değişimi bir zenginleşme mi, yoksa özden uzaklaşma mı?

Yazı hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi yorumlar kısmında bekliyorum. Bir sonraki yazımızda Uygur Dönemi ve eserlerini inceleyeceğiz, takipte kalın!

Etiketlendi:

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.