Kaldırımlar Necip Fazıl Osmanlıca Metin

Necip Fazıl Kısakürek (1904-1983), Türk şiirinin “Kaldırımlar Şairi” olarak ün salmış, mistik, metafizik ve bireysel çile temalarını merkeze alan bir ustadır. Şiirlerinde hem Fransız sembolistlerin etkilerini hem de geleneksel tasavvufi derinliği barındırır. “Kaldırımlar” (1928-1933 yılları arasında farklı versiyonları yayımlanmıştır), Necip Fazıl’ın erken dönem bunalımlarını, kent yaşamının kimsesizliğini ve varoluşsal yalnızlığını en çarpıcı şekilde dile getirdiği başyapıtıdır. Bu şiir, sadece bir şehir manzarası değil, ruhun derinliklerine yapılan, karanlık ve esrarlı bir yolculuktur. Bu sefer farklı olarak Osmanlıca klavye edilmiş halini vermek istedim. قالديرملر يعقوب قدرى يه صوقاقده يم، كمسه سز بر صوقاق اورتاسنده، يورويورم، آرقامه باقمادن يورويورم. يولمك قاراكلغه قاريشان نقطه…

“Vur” Şiiri Tahlili: Mehmet Emin Yurdakul’dan Zulme Karşı Tarihi Bir Haykırış

Mehmet Emin Yurdakul (1869-1944), sadece bir şair değil, Millî Edebiyat akımının temellerini atan, Türkçülük düşüncesini şiire taşıyan ve “Türk şairi” unvanını bizzat halktan almış müstesna bir isimdir. Şiirlerinde hece veznini kullanması ve sade bir Türkçeyi savunmasıyla, kendisinden önceki divan şiiri geleneğine ve Fecr-i Âti’ye bir başkaldırı niteliği taşır. “Vur” şiiri, büyük ihtimalle şairin Balkan Savaşları (1912-1913) sırasında veya hemen sonrasında, Balkanlar’da yaşanan zulme, katliamlara ve Türklere karşı işlenen insanlık suçlarına bir tepki olarak kaleme alınmıştır. Bu şiir, sadece bir edebi metin değil, bir milletin vicdanının ve öfkesinin sanatsal ifadesidir. Vur Ey Türk vur, vatanın bakirlerineGünahkâr gömleği biçenleri vurKemikten taslarla şarap…

İlk Metnimizi Okuyoruz! (Adım Adım Basit Osmanlıca Çözümleme)

Tamam, buraya kadar cesaretinizi topladınız. “Osmanlıca zor değil, sadece farklı bir alfabe” dedik (Bkz. Osmanlıca Zor Mu?). Sonra “Hangi kaynaklarla çalışmalıyım?” diye sordunuz, cephaneliğimizi hazırladık (Bkz. Osmanlıca Kaynaklar). Şimdi o cephaneliği kullanma zamanı. Bugün, birlikte ilk matbu (baskı) Osmanlıca metnimizi okuyacağız. Gözünüz korkmasın; süslü, el yazısı (Rik’a) bir belge değil, aksine basit, net ve %90’ını zaten bildiğiniz kelimelerden oluşan kısa bir fabl (hikayecik) seçtim: Aslan ile Fare. Önce metnin tamamına bir bakın, paniğe kapılmayın. Sonra aşağıda, bir edebiyatçının yaptığı gibi kelime kelime, satır satır nasıl “söküldüğünü” birlikte inceleyelim. Hadi başlayalım! Okuyacağımız Metin: Aslan ile Fare İşte ilk “boss”umuz (kolay seviye)…

Evde Osmanlıca Öğrenmek İçin En İyi Kaynaklar (Kitap, Site ve Uygulama Rehberi)

Bir önceki yazıda Osmanlıca öğrenmenin “zor” olmadığını, sadece doğru bir sistem ve biraz sabır gerektirdiğini konuşmuştuk. O “acaba?” korkusunu yendiğimize göre, şimdi herkesin aklındaki o kritik soruyu cevaplama zamanı: “Tamam, ikna oldum. AMA NEREDEN BAŞLAYACAĞIM?” İnternet bir derya deniz ve kitapçılarda onlarca farklı kaynak var. Hangisi gerçekten işe yarıyor? Hangisi sizi yarı yolda bırakmaz? Bir edebiyat öğretmeni gözüyle, kütüphanelerde kaybolmanıza gerek kalmadan, evinizin konforunda bu işi çözmenizi sağlayacak “Osmanlıca Başlangıç Kiti”ni hazırladım. İşte benim favori kaynaklarım: 1. Temeli Sağlam Atanlar İçin: Kitaplar 📚 Dijital dünya harika olsa da, bu işin temeli kağıt ve kalemle atılır. 2. Görsel Öğrenenler İçin: Web…

Osmanlıca Öğrenmek Aslında Zor Mu? (Bir Edebiyat Öğretmeninden Dürüst Cevaplar)

“Osmanlıca” kelimesini duyduğunuzda gözünüzün önüne çözülmesi imkansız, süslü ve karmaşık şekiller mi geliyor? “Bu yaştan sonra Arapça mı öğreneceğim?” diye düşünüp konuyu direkt kapatıyor musunuz? Yalnız değilsiniz. Bir Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni ve bu metinlere (biraz delilik seviyesinde) meraklı biri olarak size en dürüst cevabı vermeye geldim. Yıllardır hem öğrencilerden hem de çevremden duyduğum o meşhur soruyu masaya yatırıyoruz: Osmanlıca öğrenmek gerçekten zor mu? Kısa cevap: Hayır, ama sandığınız sebeplerden dolayı değil. Bu yazıda, alfabe korkusundan “içi hep Farsça” efsanesine kadar tüm endişelerinizi tek tek çürüteceğim. En Büyük Efsane: “Osmanlıca Ayrı Bir Dil mi?” Hadi en baştan anlaşalım: Osmanlıca…

Zübük: Bir Toplumsal Taşa Çıkarma ve Kendi Zübüklüğümüzün Aynası

"Zübük" sadece bir dolandırıcı hikayesi midir, yoksa toplumu ayna tutan sarsıcı bir hiciv mi? Türk edebiyatının büyük ustası Aziz Nesin’in ölümsüz eseri Zübük, İbrahim Zübükzâde karakteri üzerinden Anadolu’nun siyasi ve ahlaki zaaflarını mercek altına alıyor. Bu incelemede; romanın polifonik anlatım tekniğini, yerel dildeki mizahını ve eserin kalbine yerleşen o yakıcı soruyu ele alıyoruz: Zübük'ü yaratan toplumun ta kendisi midir? Bir edebiyat öğretmeni gözünden, kendi "zübüklüğümüzün" izini sürüyoruz. Hemen okumaya başlayın!

Fecr-i Ati Topluluğu

Servet-i Fünun dergisi 1901’de kapanmıştı. 1909 yılında birlikte hareket eden bazı sanatçılar; 1910 yılında bir bildiri yayımlayarak yeni bir grup oluşturduklarını, yeni bir edebiyat meydana getirdiklerini ilan ederler. dediğimiz bu edebî hareket, sadece iki yıl gibi kısa bir zamanda dağılır, yok olur. Yayımladıkları bildiri, edebiyat tarihimizin ilk bildirisidir. Fecriati topluluğu, edebiyat anlayışlarını önceden belirleyerek bir bildiriyle bunu kamuoyuna duyuran ilk topluluktur (24 Şubat 1909). FECRİATİ TOPLULUĞUNUN AMACI Fecriati topluluğu, yayımladığı bildiride edebiyattan beklentilerini şöyle özetliyordu: Sanat, şahsi ve muhteremdir (Sanat kişisel ve saygıya değerdir.) Doğu’nun edebiyatını Batıya, Batı’nın edebiyatını Doğu’ya tanıtmak gerekir. Dil ve edebiyat, toplum bilimlerinin gelişmesine hizmet etmelidir. Edebiyatın önemini ve ciddiyetini halka…

Zenginin züğürdün vasfın edeyim, Ruhsatî Taşlama

Harika bir fikir! Âşık Ruhsatî’nin bu meşhur toplumsal taşlamasını tahlil eden, SEO uyumlu ve bilgilendirici bir yazı hazırlayalım. İlginiz olan Türk halk edebiyatı ve özellikle bu tür güçlü sosyal eleştirilere odaklanmanız, yazıya derinlik katacaktır. İşte Ruhsatî’nin “Zenginin züğürdün vasfın edeyim” taşlamasını tahlil eden yazı taslağı: Âşık Ruhsatî’den Toplumsal Eleştiri: “Zenginin Züğürdün Vasfın Edeyim” Taşlamasının Tahlili SEO Uyumlu Giriş ve Eserin Tanıtımı Âşık Ruhsatî’nin “Zenginin züğürdün vasfın edeyim” adlı eseri, Türk halk şiirinin en keskin sosyal eleştirilerinden biri olarak öne çıkar. Halk edebiyatının hiciv ve mizah yüklü türü olan taşlama geleneğinin zirveye ulaştığı bu eser, zenginlik ve fakirlik arasındaki derin uçurumu…

Hayreti’nin sikem redifli miri malı gazeli

Bu yazıda Hayreti’nin sikem redifli gazelinini diğer adıyla Miri Malı adlı gazelini paylaşmak istiyorum. Gazeli önce günümüz Türkçesine çevireceğiz sonra da şairi anlamaya çalışacağız. Yani tahlil edeceğiz. Gazel bir çok yerde sikeyim şeklinde çevirilse de veznine baktığımızda sikeyim değil sikem olduğu görülecektir. Aruzun fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün vezniyle yazılmıştır. Hayreti miri malı olarak da bilinen bu gazeli yazarken kendini hiç frenlememiş. Ben de, bu sebepten eseri tahlil ederken sansürlemedim. Sikem kelimesini olduğu gibi yazdım. Bundan rahatsızlık duyuyor olabilirsiniz. Okumak zorunda değilsiniz. Ancak unutmayın Google araması ile bu sayfaya geldiyseniz sikem kelimesini eksiksiz şekilde yazdığınız için buraya gelebildiniz. Görmedüm mihrin baka…