Tevfik Fikret hakkında bilgiler.

 Çağdaş edebiyat tarihçileri, batı şiirinin değerlerine dayanarak yargılarını veren eleştirmenler, 1940 kuşağının öncü şairleri ve toplumbilimciler, politikacılar, XX. yüzyılın ilk büyük ustası olarak Tevfik Fikret'i kabul ediyor. Tevfik Fikret, 24 Aralık 1867 - 19 Ağustos 1915 tarihleri arasında yaşamıştır.

9 yaşındayken ilan edilen ilk "Osmanlı Kanuni Esasi"si (anayasa) uyarınca toplanan meclis kapatıldı. 13 yaşındayken dönemin ünlü sadrazamı Mithat Paşa, Padişah II. Abdülhamid tarafından kurulan düzmece bir mahkemenin kararı ile zindana atıldı. Galatasaray'ı bitirdiği yıl, sürgün bulunduğu Sakız Adası'nda ölen Namık Kemal'in etkisi altında kaldı.

Tevfik Fikret, Mirsad dergisinin açtığı "Sitayiş-i Hazret-i Padişahi" konulu şiir yarışmasına katılarak birincilik kazandı (1892). 25 yaşındayken Abdülhamid'e övgü dizeleri yazdı.

Fikret, 1896'da Servet-i Fünun'un yönetimini alana kadar Malumat dergisinde yazılar yayımladı ve dil üzerinde düşünmeye başladı. Daha sonra Rübab-ı Şikeste'nin sonunda, "Eski Şeyler" başlığı altında yayımlanan bu evresinin ürünleri, "başkalarında kendini arayan birer kalem deneyleri" olarak kabul edilmiştir.

Servet-i Fünun'un yönetimini aldıktan sonra yeni görüşler kazanan Fikret, toplumun insanlarını duyarak, batılı sanatçıların yapıtları arasında bağlantılar kurdu. Servet-i Fünun çevresinde, zorbalıktan ve saraydan nefret, özgürlüğe ve meşrutiyete bağlanma duyguları içinde kişiliği oluşmaya başladı. Toplumun sefalet içindeki insanlarını yansıtan şiirler yazdıkça, toplumsal sorunlar üzerinde de düşünmeye başladı (1894-1904).

Meşrutiyet'in ilanından sonra Fikret, Aşiyan'a çekildi. İkinci Meşrutiyet'in ilanına kadar hiçbir harekete katılmadığı gibi, şiir de yayımlamadı.

Fikret'in şiiri üç evreye ayrılır:

Arayış yılları (1888-1896)

Servet-i Fünun dönemi (1896-1901) ve İkinci Meşrutiyet öncesi (1901-1908)

Son yedi yıl

Fikret'in ilk denemelerinde kendi iç dünyasında yankılar uyandıran şiirler havasında dizeler kurmaya çalıştığı görülür. Muallim Naci'nin eskiye bağlı şiir anlayışı ile Recaizade'nin yenilik çabaları arasında bilinçli bir seçme yapamadan şiirin kuruluşuna özgü öğeleri öğrenmeye çalışır. Daha sonra, ilk arayış yıllarının bütün ürünlerini topladığı defterin her yaprağına bir çizgi çekerek, "nasıl olursa olsun başkalarının yolunda yapılan şeylerin şiir olamayacağına" karar verir. Bu araştırmalardan sonra, aruz ölçüsünün yalnız bir kalıbında kullanılan "müstezad"ı her kalıpta uygulaması getirdiği öze yeni biçimler bulmasına yol açmıştır.

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler. Daha fazlası için bizi motive ediyor.

Daha yeni Daha eski