Orhan Veli, Kitabe-i Seng-i Mezar

Orhan Veli'nin Kitabe-i Seng-i Mezar Şiiri Üzerine

Bu yazıda, Orhan Veli’nin Kitabe-i Seng-i Mezar adlı şiirini sizlerle paylaşacağım. Şiirin önemini ilerleyen zamanlarda daha kapsamlı bir yazı ile ele almayı planlıyorum, ancak şimdilik birkaç cümleyle şunu söyleyebilirim: Orhan Veli’nin bu eseri, kaside türünün, Kanuni Mersiyesi’nden halk seviyesine nasıl dönüştüğünü çok iyi bir şekilde gösteriyor. Baki’nin Kanuni Sultan Süleyman’a yazdığı mersiye ile Süleyman Efendi’ye yazılan mersiyeyi kıyasladığınızda, kasidenin toplumsal bağlama nasıl evrildiğini çok daha net bir şekilde görebilirsiniz.



Orhan Veli, Kitabe-i Seng-i Mezar adlı şiirinde, bir kişinin ölümünü ve toplumdaki yerini çok sade bir şekilde anlatırken, kaside türünün halkla buluşmasına dair önemli bir dönüm noktası yaratıyor. Orhan Veli’nin şiirindeki dil, sadelik ve toplumdan bireye olan dönüşüm, bu eseri Türk edebiyatında ayrıcalıklı bir yere koyuyor.

İşte Orhan Veli’nin Kitabe-i Seng-i Mezar şiirinin tamamı:


Orhan Veli - Kitabe-i Seng-i Mezar

I
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah'ın adını,
Günahkâr da sayılmazdı.

Yazık oldu Süleyman Efendi’ye.

II
Mesele falan değildi öyle,
To be or not to be kendisi için;
Bir akşam uyudu;
Uyanmayıverdi.
Aldılar, götürdüler.
Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü.
Duysalar öldüğünü alacaklılar
Haklarını helal ederler elbet.
Alacağına gelince...
Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.

III
Tüfeğini deppoya koydular,
Esvabını başkasına verdiler.
Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
Ne matarasında dudaklarının izi;
Öyle bir ruzigar ki,
Kendi gitti,
İsmi bile kalmadı yadigâr.
Yalnız şu beyit kaldı,
Kahve ocağında, el yazısıyla:
"Ölüm Allah'ın emri,
"Ayrılık olmasaydı."


Mersiye Türünün Halkla Buluşması

Orhan Veli’nin bu şiiri, kaside türünün halk arasında nasıl toplumsallaştığını gösteren önemli bir örnektir. Mersiye, klasik Osmanlı edebiyatında genellikle bir padişahın, yüksek mevkideki birinin ya da önemli bir devlet adamının ölümünü konu alırdı. Bu türde, ölen kişinin sadece bir birey olarak değil, aynı zamanda toplumun, devletin kaybı olarak algılanması söz konusuydu. Baki’nin Kanuni Sultan Süleyman’a yazdığı mersiye, bu türün en önemli örneklerinden biridir ve padişahın ölümünü devletin büyük bir kaybı olarak tasvir eder.

Ancak Orhan Veli, kaside ve mersiye türünü daha halkın diline indirger. Kitabe-i Seng-i Mezar, bir halk bireyinin ölümünü, sıradan bir insanın kaybını ve onun etrafındaki toplumsal hayatı anlatır. Bu şiir, halkın sıradan bireylerinin ölümüne dair bir öykü sunar. Orhan Veli, ölümün sadece yüksek mevkilerin değil, her insanın başına gelen evrensel bir gerçek olduğunu, ve ölümün arkasında bırakılan hayatın basitliğini, acılarını ve unutulmuşluğunu gösterir.

Şiirin içeriği, sadece bir kişinin ölümünü değil, aynı zamanda toplumun ölümü ve toplumun birey üzerindeki etkisini de ele alır. Ölen kişinin alacaklılarıyla ilgili bölüm, toplumun bir bireyi öldüğünde geriye ne kadar az iz bıraktığını anlatan bir yansıma gibidir. Orhan Veli, "Alacağı yoktu zaten rahmetlinin" diyerek, ölümün ardından ne kadar az şeyin kaldığını, insanların yaşamlarının sonunda sahip oldukları şeylerin geçiciliğini vurgular.

Kasidenin Toplumsallaşma Süreci

Orhan Veli’nin Kitabe-i Seng-i Mezar adlı şiiri, kaside türünün toplumsallaşmasının önemli bir örneğidir. Bu geçiş, sadece kasidenin içeriksel değil, aynı zamanda dilsel bir dönüşümüdür. Padişahlar ve önemli kişilerin ölümünü anlatan kasideler yerini, halkın ölümünü anlatan şiirlere bırakmıştır. Bu şiir, aynı zamanda halkın hayatını ve ölüme bakış açısını daha basit ve doğrudan bir dille anlatır.

Orhan Veli’nin dilindeki sadeleşme, edebiyatın halkla daha yakın bir ilişki kurmasına olanak sağlamıştır. Kasidenin aristokrat bir edebi tür olarak kalmaktan çıkıp, halkın dilinde ve hayatında bir yer bulması, edebiyatın daha geniş bir kitleye hitap etmesini sağlamıştır. Bu dönüşüm, sadece bir dil ve üslup meselesi değil, aynı zamanda toplumsal bir değişim ve halkın kendi sesini edebiyat aracılığıyla duyurması anlamına gelir.

Sonuç Olarak

Orhan Veli'nin Kitabe-i Seng-i Mezar şiiri, kaside türünün halkla buluştuğu, bireysel bir ölümün ve kaybın anlatıldığı sade ama derin bir eserdir. Orhan Veli, bu şiirle birlikte kasideyi sadece yüksek mevkilerin ölümünü anlatan bir tür olmaktan çıkarıp, halkın diline ve hayatına yakınlaştırmıştır. Bu şiir, halkın bireysel duygularını ve ölümle ilgili evrensel düşüncelerini, edebiyat aracılığıyla dile getirmektedir. Orhan Veli’nin bu eserini anlamak, sadece bir edebi türü değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümün ve bireylerin yaşamlarının ve ölümlerinin edebiyatla nasıl iç içe geçtiğini görmek anlamına gelir.

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler. Daha fazlası için bizi motive ediyor.

Daha yeni Daha eski