Sözcükte Anlam: Sözcüğün Anlamı ve Yorumu Sözcükte Anlam Özellikleri



Tek başına bir anlam taşıyan ya da bir anlamı olmadığı halde cümle kuruluşuna katkıda bulunan anlatım birimine sözcük denir. Dildeki her sözcük bir kavramın karşılığıdır. Sözlü veya yazılı anlatımda düşünce ve duygular sözcükler aracılığıyla yansıtılır. Sözcükler anlatımın yapı taşlarıdır.

Türkçede sözcüklerin çoğu tek başına bir anlam taşır; çok azının ise tek başına bir anlamı yoktur. Ancak anlamsız gibi görünen sözcükler daha geniş bir anlatım birimi olan cümle içinde kullanıldığında bir anlam kazanırlar ve cümle kuruluşunda önemli görevler üstlenirler.
cam, tahta, akıt, çiçek, balık, çanta, silgi tek başlarına bir anlam taşıyan sözcüklerdir.
ile, gibi, oysa, için, kadar, ve, sanki tek başlarına bir anlam taşımadtğı halde cümle içinde anlam kazanan sözcüklerdir.

Sözcükle ilgili çalışmaları dört grupta inceleyebiliriz: 

  • Sözcüklerde Anlam Özellikleri
  • Sözcüklerde Tür ve Görev
  • Sözcüklerde Yapı
  • Sözcük Düzeyinde Anlatım Bozuklukları

SÖZCÜKLERDE ANLAM ÖZELLİKLERİ 

1. GERÇEK ANLAM:

Sözcüğün herkesçe bilinen ilk ve ortak anlamlarına gerçek anlam denir. Sözcük tek başınayken gerçek anlamını düşündürür. Bu nedenle gerçek anlam, sözcüğün akla getirdiği ilk anlamdır. Her sözcük bağımsız olarak söylendiğinde ya dâ yazıldığında gerçek anlamını taşır. Sözgelimi "dikmek” sözcüğünün herkesçe bilinen anlamı “bir cismi dik olarak durdurmak”tır. “Yerdeki sopayı karşıya dik bakalım.” cümlesinde "dikmek” sözcüğü gerçek anlamıyla kullanılmıştır.

Yukarıda değindiğimiz gibi Türkçede bir sözcüğün birden çok anlamı olabilir. Sözcüğün hem temel anlamı hem de yan anlamları gerçek anlam kapsamına girer. 

a)    Temel Anlam:

Sözcüğün ilk ve en eski anlamına temel anlam denir. Buna “konuluş anlamı” da denir.

b)    Yan Anlam:

Sözcüğün temel anlamına bağlı olarak zaman içinde kazandığı anlamlara yan anlam denir. Bir sözcüğün birden çok yan anlamı bulunabilir. Yan anlama “kullanılış anlamı” da denir.
 
Her sözcük bağımsız olarak söylendiğinde ya da yazıldığında gerçek anlamını taşır. Birçok cümlede de bu anlamını korur. Sözgelimi, “kullanmak” sözcüğünün ilk anlamı "Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmaktır. “Bu eldiveni iki yıldır kullanıyorum.” cümlesinde "kullanmak” sözcüğü gerçek anlamıyla kullanılmıştır.

ÖRNEKLER:

Ocak
*    Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma gibi amaçlarda kullanılan yer
Şu anda ocak boş, isterseniz ateşi yakalım.
(Temel anlam)
*    Taş veya maden çıkarılan yer
Bu köyün yakınlarında mermer ocağı da var.
(Yan anlam)
*    Aynı amaç ve düşünceyi paylaşanların kurduklan kuruluş
Yeniçeri ocağının yerine Nizam-ı Cedit kuruldu.
(Yan anlam)
*    Ev, aile, soy
Askerliğini bitirince doğru köyüne, ocağına dönmüştü. (Yan anlam)
Savurmak*    Havaya atıp dağıtmak, saçmak
Köylüler harman savuruyor, kışa hazırlık yapıyorlardı. (Temel anlam),
*    (Rüzgâr) Bir yeri, bir şeyi şiddetle eserek alt üst etmek, havaya kaldırmak, dağıtmak
Fırtına ortalığı alt üst etti kenardaki çöpleri havaya savurdu. (Yan anlam)
*    Kaldırıp atmak, fırlatmak
Öyle öfkelendi ki terliği arkasından savurdu. (Yan anlam)
*    Şiddetle döndürerek sallamak, kaldırarak vurmak Üç beş adım geri çekilip hız aiarak eşeğe bir tekme savurdu. (Yan anlam)
*    (Yalan, küfür vb. için) Söylemek
Sık sık palavra savuruyordu. (Yan anlam)
*    Boşuna ve çok miktarda harcamak, israf etmek Dedesinden kalan paraların hepsini savurdu, beş kuruşu kalmadı. (Yan anlam)

Uyarı: ♥♥♥♥♥

Bir sözcüğün yan anlamlan daima temel anlamla ilişkilidir. Bir başka deyişle yan anlam kazanan bir sözcüğün her zaman temel anlamla bağlantısı vardır. Sözcüğün temel ve yan anlamı gerçek anlam kapsamındadır.

2. MECAZ (DEĞİŞMECE) ANLAM:

Bir sözcüğün gerçek anlamı dışında bir anlamla kullanılmasına “mecaz" denir. Sözcükler mecaz anlamıyla kullanılırken genelde soyut bir nitelik kazanır. Mecaz, aynı zamanda edebiyatımızda yaygın olarak kullanılan bir söz sanatıdır.

“Perde” sözcüğünün gerçek anlamı “görüşü, ışığı engellemek ya da bir şeyi gizlemek için açıklığın önüne gerilen örtü" dür. Bu sözcük “Perdenin açık yerlerinden içeriye güneş sızıyordu.” cümlesinde gerçek anlamıyla kullanılmıştır. Aynı sözcük “Olayın üzerindeki perde birkaç haftaya kadar aralanacak.” cümlesinde “belirsizlik, sır” anlamıyla kullanılmış ve mecazi anlam kazanmıştır.

a) Sözcük Düzeyinde Mecaz:

Sözcük cümle içindeki kullanımında gerçek anlamının dışına taşmışsa mecaz anlam kazanmış olur. Sözcük düzeyinde mecaz dilimizde çok sık başvurulan bir anlatım yöntemidir. Mecazlı anlatımda amaç sözü etkili kılmak, zenginleştirmektir.
Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcükler mecaz anlamıyla kullanılmıştır, sözcüğün kazandığı anlam parantez içinde gösterilmiştir:
  • Bildiğim kadarıyla o evine bağlı bir insandır, (ailesine) 
  • Sanıyorum bu işte de onun parmağı var. (rolü, etkisi) 
  • Oturup dururken ne parlıyorsun, sana bir şey diyen mi var? (kızıp öfkelenmek)
  • Sizin böyle bir işte harcanmanızı istemem, (olumsuz bir biçimde kullanılmak)
  • Bu öğrenci diğerinden bir gömlek daha bilgili, (derece, kat)
  • Bakanın istifasından sonra yoğun bir koltuk kavgası başladı; (makam)
  • Vatan borcu biter bitmez ordayım. (hizmet)

 Mecaz anlamı daha iyi kavrayabilmek, temel ve yan anlamlar ile mecaz farkını görmek için aşağıdaki cümleleri inceleyelim.:

ÖRNEKLER:

Sıkmak
►Denkleri sıkarak bağladı. (Çevresine sarılarak veya bir şeye sararak çepeçevre basınç altına almak) Temel anlam
► Çorbaya limon sık biraz. (Suyunu, yağını, sıvı kısmını çıkarıp akıtmak) Yan anlam
► Çocuğu çok sıkıyorlar. (Baskı altına almak, üzmek, zorlamak) Mecaz anlam.


Oynamak
► Apartmanın bahçesinde çocuklar saklambaç oynuyordu. (Vakit geçilme, eğlenme amacıyla bir şeyle uğraşmak) Temel anlam.
►  Masanın ayaklarından biri oynuyor. (Herhangi bir parçası kımıldamak, hareket etmek) Yan anlam.
►   Ne diyeyim, talih bizimle oynuyor. (Rastgele yön vermek, aldatmak) Mecaz anlam.
Taş
►  Dağın eteğinden çıkarılan taşlar kamyona yüklendi. (Kimyasal ya da fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan katı madde) Temel anlam.
►  Bu yüzüğün taşlan çok güzelmiş. (Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli madde) Yan anlam.
►  Ahmet Bey, bu taş da bize mi? (Üstü kapalı bir biçimde söylenen iğneleyici söz) Mecaz anlam.

 b) Tamlama Düzeyinde Mecaz:

Takısız ad tamlamalarının ve sıfat tamlamalarının bir bölümünde görülür. Bu tür tamlamalarda somut bir ad olan tamlayan mecazlaşır, gerçek anlamının dışına kayar.
*    Bu acı olay hepimizi derinden etkiledi. ("Acı” sözcüğü gerçek anlamını yitirmiş “üzücü” anlamı kazanmıştır.)
*    Hayatımda onun gibi tilki bir adam görmedim. (“Tilki”
sözcüğü gerçek anlamını yitirmiş “kurnaz” anlamı kazanmıştır.)    ,

e) Deyim Düzeyinde Mecaz:

Bir sözcüğün başka sözcüklerle birieşip kalıplaşarak ve çoğu kez gerçek anlamını yitirmesiyle oluşan ve çekici bir anlatım Özelliği taşıyan söz öbeklerine deyim denir.
Herhangi bir sözcük tek başına gerçek anlamı dışında kullanılabilir. Bu durumda sözcük mecaz anlam kazanmış olur. Sözcüğün deyimsel anlam kazanabilmesi için başka sözcüklerle kalıplaşması gerekir. Dilimizdeki deyimlerin bir kısmı kinayeli (hem gerçek hem mecaz anlam düşündürecek) bir özellik taşır.
Deyimler genellikle en az iki sözcükten oluşur.
►Babam: “Kalk, su getir.” dedi; kardeşim oralı olmadı. (Umursamadı)
►Biz ne dersek diyelim karşı duruyor; bildiöinden şaşmıyordu. (Direnmek)
►Ağzı süt kokan sanatçılar bile bize akıl vermek istedi. (Deneyimsiz, acemi)
►Hiçbir şeyi beğenmez; her şeye burun kıvırırdı. (Beğenmeyip küçümsemek)

d) Atasözü Düzeyinde Mecaz:

Atasözleri de deyimler gibi kalıplaşmış sözlerdir. Atasözlerinin de çoğu mecaz anlam taşır. Deyimler genelde bir yargı bildirmezken atasözleri bir yargı bildirirler. Yine deyimler tek tek durumlara ya da kişilere özgü iken atasözleri genel kural niteliği taşırlar ve toplumun tümüne seslenirler.
►Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz. (Hizmetinin verimlerini aldığımız kimsenin bize kazandırdığı şeylerden yararlanması gerekir.)
►Su testisi su yolunda kırılır (Bir kişi ya da şey hangi amaca hizmet ediyorsa o uğurda bir kazaya uğrar, yok olur.)
►Taşıma su ile değirmen dönmez, (işi yapacak olanda yeteri kadar güç bulunmadıkça şunun bunun küçük yardımlarıyla sürekli ve büyük bir iş yürütülemez.)
►Armut dibine düşer. (Çocuk soyuna çeker, çırak ustasının yolunu tutar.)
 

 e) Argo Düzeyinde Mecaz:

Toplumda herkesçe kullanılan dilden ayrı olarak, belirli kesimlerce kullanılan, ancak genel dilin içinde yer alan ve ondan türeyen özel dile “argo” denir. Dildeki sözcüklere gerçek anlamları dışında anlamlar yüklenerek oluşturulan argo ifadeler de bir tür mecazdır. Kaba, teklifsiz, senli benli konuşma biçimlerini içeren argo, genellikle eğretilemeden (istiare) oluşan kendine Özgü sözcük ve deyimlerden kurulur. Hırsız argosu, külhanbeyi argosu, şoför argosu... gibi türleri vardır.
 

 3. TERİMSEL ANLAM:

Bilim, sanat, spor ya da bir meslek dalıyla ilgili kavramların karşılığı olan sözcüklere "terim” denir. Bir başka deyişle terim, genel olarak özel alanların kavramlarına verilen addır. Bu alanlar birbirinden çok ayrı olabilir.
Bilim dallarının kendine özgü terimleri vardır. Terimler daima gerçek anlamlıdır. Terimsel anlam tek ve kesindir.
Aşağıdaki tabloda değişik alanlara ait terimler gösterilmiştir. Bunları inceleyiniz:
SÖZCÜĞÜN ANLAMI VE YORUMU konusu bitti şimdi bu konu ile örnek soruları çözelim.

Sonraki konumuz sözcükler arasındaki anlam ilişkileri olacak. 

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler. Daha fazlası için bizi motive ediyor.

Daha yeni Daha eski