Tanzimat Fermanının Toplumsal Yansıması Makale Özeti: Mehmet Aktel

Tanzimat hareketi, Türkiye'nin modernleşme sürecinde önemli bir yere sahiptir ve Bernard Lewis'e göre, Türkiye ya modernleşmek ya da mahvolmak durumundaydı ve Tanzimatçılar daha köklü modernleşme için zorunlu temeli attılar. Tanzimat dönemi, devlet toplum etkileşimini yoğunlaştırarak Osmanlı toplumuna devlet katkısının artmasını sağladı ve toplumsal değişim hızlandırdı. Tanzimat dönemi, Osmanlı tarihinin gelişim çizgisinde öncesi ve sonrasıyla iyi araştırılması gereken bir devredir. Tanzimat fermanı, Türk yönetim tarihinde bir kilometre taşıdır ve yazıda, artıları ve eksileriyle Tanzimat Fermanı ve o dönemi incelemeye çalışacağız.

Tanzimat Devrini Yapay Zeka görsel oluşturucu ile bu şekilde oluşturdu. Okumakta olduğunuz yazı ile hazırlanmış bir promt kullandım. Copilot uygulaması bu şekilde bir görsel sağladı.


Makalenin orjinali burada: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/195218

Tanzimat dönemi, 3 Kasım 1839'da ilan edilen Gülhane Hatt-ı Hümayunu ile başlayıp 1876'ya kadar süren bir dönemdir. Tanzimat, Türk siyasi, idari, iktisadi ve sosyal hayatında toplu bir değişimi ve yeniden yapılanmayı ifade eder. Tanzimat kelimesi "düzenleme", "nizamlama", "yapılanma" veya "yeniden yapılanma" anlamına gelir. Gülhane Hatt-ı Hümayunu, Osmanlı Devleti'nin yönetim ve toplum hayatında önemli değişikliklere yol açan bir ferman olup, sonradan yapılacak olan ıslahat çalışmalarına temel teşkil etmiştir. Tanzimat Fermanı, Osmanlı Devleti'nin içte ve dışta karşılaştığı sorunları aşmak için Avrupa'ya dayanma ihtiyacını hissetmesi ve Batı ülkelerinin Hıristiyan halka eşitlik ve güvence tanınması yolundaki istekleri sonucu ilan edilmiştir. Ferman, devlet idaresinde köklü değişiklikler yapacak yeni esaslar getirmiştir. Ancak Tanzimat hareketi, önceki ıslahat hareketlerine göre daha başarılı olmasına rağmen esaslı bir tedbir ve hareket sayılmaz.


1839'da Tanzimat Fermanı ile Osmanlı İmparatorluğu'nda bir dizi reform başlatıldı. Ferman, hükümdarın yetkilerinin belirli yasalarla sınırlandırılması anlamına geliyordu ve bu değişikliklerin Paris ve Londra elçiliklerinde bulunan ve Avrupa'ya aşina olan Mustafa Reşit Paşa tarafından öncülüğü yapılmıştı. Reşit Paşa, Batı usullerine benzer ve Batı'ya güven veren reformlar yapmanın gerekli olduğuna inanıyordu ve Fermanın ilanında büyük bir rol oynadı. Ferman, ülkede büyük yankı uyandırdı ve farklı kesimler tarafından farklı yorumlandı. Tanzimat Fermanı, anayasa ya da kanun değil, hükümdarın yetkileri ve halkın hakları arasındaki ilişkilerde değişiklik yapılacağına dair bir charte (senet) türüydü.

Tanzimat Fermanı'na göre Osmanlı Devleti, Şeriat'a çok bağlı olmasına rağmen, son 150 yılda Şeriat ve kanunlara uyulmadığı için güçsüz ve fakirleşmiştir. Fermanın amacı, ülkeyi kalkındırmak ve halkı refaha kavuşturmak için yeni kanunlar hazırlamak ve uygulamaktır. Ferman, mal, can ve namus emniyeti, vergi adaleti ve asker alma şekli ve hizmet süresi ile ilgili hükümleri içermektedir. Sultan, Ferman'a uyacaklarına dair yemin ederek, Ferman'ın uygulanması için her türlü tedbiri önceden onayladığını belirtmiştir. Ancak, Ferman'ın kurallayıcı bir genel yasa olmaktan uzak olduğu ve padişahın mutlak yetkisini sınırlamadığı da belirtilmektedir.

Gülhane Hatt-ı Hümayunu, Osmanlı İmparatorluğu'nda keyfilik yerine "kanun" ve "düzeni" ve emniyetsizliğe karşı "güveni" ikame etmek amacını taşıyarak, devlet düzenini yeniden tesis etmek için ilkeler içermekteydi. Böylece Osmanlı siyasal sisteminde temel bir değişim ortaya çıkmıştır. Tanzimat Fermanı, kişi haklarının yasalarca korunacağına güvence vererek, mal, can ve namus güvenliğini sağlamıştır. Ancak uygulamada Müslümanlarla gayrimüslimlerin eşit hale gelmesi, Müslümanlar tarafından eleştirilmiştir. Ferman'daki hükümler, tamamiyle yönetici sınıfa yönelik gibidir. Tanzimat düzenlemeleri yeni bir yüksek memur zümresi ortaya çıkarmıştır ve bu zümre devletin hizmetkarı haline gelmiştir.

Tanzimat Fermanı'nda vergi adaletiyle ilgili olarak şunlar belirtilmektedir: Devletin korunması için para gerektiği ve bu parayı vergilerle elde ettikleri belirtilmiştir. Vergi toplama işlemi düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Eskiden kullanılan iltizam usulü ise haksızlıklara neden olmaktadır ve herkesin emlak ve gücüne göre uygun bir vergi ödemesi gerekmektedir. Böylece kimseye fazla vergi alınmayacak ve devletin deniz ve kara kuvvetleri gibi alanlara yapılacak harcamaların gerekli kanunlarla belirlenip sınırlandırılması sağlanacaktır. Vergi sisteminin yeniden düzenlenmesi gerektiği, çünkü halk ne kadar vergi ödeyeceğini bilmemekte ve mültezimler halka karşı çok insafsız davranmaktadır. Tanzimat Fermanı bu sorunları çözmek için vergi adaleti talep etmektedir.

Tanzimat Fermanı’nda askere alınma ve hizmet süresi konusunda şunlar belirtilmiştir: Askerlik, vatanın korunması için önemlidir ancak önceden bazı bölgelerden çok, bazı bölgelerden az asker isteniyordu. Bu düzensizliklere ve tarım ile ticaretin aksamasına sebep oluyordu. Ayrıca, ömür boyu askerlik yapma zorunluluğu, insanların ruhsal sağlığına zarar veriyor ve nüfusun azalmasına sebep oluyordu. Bu yüzden, her bölgeden gerektiği vakit istenecek asker için bazı iyi usuller kabul edilmesi ve askerliğin dört ya da beş sene süre ile münavebeli olarak yürütülmesi gereklidir. Önceden, askere alınma usulü çok kaba ve sertti ve insanları korkutuyordu. Asker toplama memurları geldiği zaman gençler köylerinden kaçar ya da saklanırlardı. Askere alma şekli ve süresi halkın gözünde vatan görevi haline gelmemişti.

Tanzimat Fermanı ve Düşünceleri:

Tanzimat dönemi, teokrasiyle bütünleşmiş olan mutlak monarşinin yetkilerinin evrensel hukuk ilkeleri ve yasalarla sınırlandırılmak istenmesiyle başlamıştır. Tanzimat'ın amacı, evrensel hukuk kurallarının uygulanması, vergi toplanması, ussal yönetim gibi çabalarla merkezin güçlenmesini sağlamaktı. Yerel otoriteler de daha yakından denetlenmeye başlandı. Böylece yerel otorite ve ayrıcalıklarının ortadan kaldırılması söz konusu oldu. Tanzimat dönemi, modernleşme çabalarının en önemli siyasal sonucu olarak, halkın siyasal sürecin vazgeçilmez bir halkası haline gelmesini sağladı.

Batılı yazarlar, düşünürler ve diplomatlar arasında Tanzimat Fermanı'na farklı anlamlar yüklemişlerdir. Gülhane Hatt-ı Hümayunu reayaları aşağılık koşullarından kurtarmak için verildiği düşünülen ferman, efendinin üstünlük duygusunu saklaması ve bir fermanla tüm ayrıcalıklarından hemen vazgeçmemesi nedeniyle beklenen değişimi getirmedi. Tanzimat dönemi, bürokrasinin devri olacaktı ve memleketi ileri götürmek isteyen ıslahatçılar karşılarına dikilen engelleri yenmek için merkeziyetçi bir yönetim ve ona hizmet eden bir bürokrasi oluşturmaya çalıştılar. Ancak, Tanzimat’la Osmanlı yönetimi Avrupa’nın vesayeti altına girmiştir. Elçiler, hükümete sürekli müdahale etmeye başlamışlar ve bağımsızlık için önemli bir tehdit oluşturmuşlardır.

SONUÇ:

Tanzimat Fermanı, Türk yönetim tarihi için önemli bir kilometre taşıdır. Ferman, köklü bir modernleşmenin temelini atmış ve mutlak monarşinin yetkilerini sınırlandırmıştır. Ferman, kamu düzeninin yeniden inşasına yönelik ilkeler içermekte ve keyfiliğe karşı hukukun egemenliğini savunmaktadır. Ancak Tanzimat yönetimi, halkın hayatında kayda değer bir iyileştirme sağlayamamış ve siyasi ve idari modernleşmenin faturası Osmanlı maliyesine yüklenmiştir. Tanzimat bürokratları otoriter bir yönetim anlayışı benimsemiş ve yönetim gücü hep az sayıda kişinin elinde toplanmıştır. Bu durum, günümüz kamu yönetiminin merkeziyetçiliğinin temelini oluşturmaktadır.



Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler. Daha fazlası için bizi motive ediyor.

Daha yeni Daha eski