Osmanlıca, Bir Cevap, Tevfik Fikret

 Merhaba sevgili Osmanlıca okurları. Bu yazıda sizlerle Tevfik Fikret'in bir cevap isimli eserini paylaşacağız. Önce Osmanlıca metin olarak okuyacağız ardından Bir Cevap isimli eserin günümüz Türkçesine çevirisini okuyacağız. Yazının sonunda da eser üzerine bir iki söz söyleceğiz. Umarım keyif aldığınız bir yazı olacak.

Bir Cevap Osmanlıca





BİR CEVAP

Cenab’ın Bir Mektubuna -
“Bari öldük mü, bari sen mes’ûd?”
Diye sorduk, nazarında “hâyır,
Olamazsın.” diyen fütûr-ı âlûd
Bir tebessümle… Bence lâyıktır
Olamazsak, ne sen, ne ben mes’ûd.

Ne diyorduk bak: Âdem evlâdı
Canlı bir cife, bir yürür rihatı

Salya yahûd yalan kusan bir ağız;
Bir ta’zû ki kan, irin yalnız.
Kocaman bir karın küçük bir baş;
Az düşün, çok ye, daima uğraş
Kalb-i ümidi ü hırsa câh-ı şûün
Hırsı ümidi at, mazîkâ-yı hûn.

Beyni bir muzdarîb cihâz-ı asabî
Onu kaldır kalan bir çürük kâb;

Bir sinir pençesinde her meyli;
Her gülüş bir teşbih-i azlî,

Zillet üstünde bir cilâ-yı gurûr
Daima aç bir ihtiyâc-ı akûr

Daima kirli, kirlenen bir el;
Daima alçak, alçalan bir emel;

Daima zorlayan, kıran, deviren,
Mahveden… Sonra mahvolan bir ten

Böyle bir zehire karşı sen “mes’ud
Olabildin” desen de hülyâdır;
Olamazsın, o pek zelâl-i âlûd
Bir tevehhüm ki aynı rüyâdır
Olmaz anlayan, gören mes’ud.

Kayalar ve Kanun-ı Teşri, 1421
Tevfik Fikret

Bu şiir, Fikret’in arkadaşı ve Servet-i Fünun dergisinin kurucusu Cenap Şahabettin’e yazdığı bir mektuba verdiği cevaptır. Cenap Şahabettin, Fikret’e “Bari öldük mü, bari sen mes’ud?” diye sormuş, Fikret de bu soruya “Olamazsın.” diyerek karşılık vermiştir. Bu şiirde Fikret, insanın yaratılışını, yaşamını ve ölümünü eleştirel bir bakış açısıyla anlatır. İnsanı, çirkin, kirli, alçak, zorba ve aciz bir varlık olarak tasvir eder. İnsanın hayatını, zehirli bir içecek olarak görür. İnsanın mutluluğunu, hayal ve rüya olarak niteler. Fikret, bu şiirde, insanın gerçek mutluluğa ulaşamayacağını, ancak anlayan ve gören bir kişinin bunu fark edebileceğini söyler.

Bu şiir, Fikret’in sanat anlayışının ve dünya görüşünün bir yansımasıdır. Fikret, Servet-i Fünun hareketinin öncüsü ve Edebiyat-ı Cedide akımının kurucusudur. Fikret, Tanzimat edebiyatının toplumcu ve didaktik anlayışına karşı çıkar. Sanatın, sanat için yapılması gerektiğini savunur. Dili, sade ve yalın olmaktan çıkarır. Ağır, süslü ve sanatlı bir dil kullanır. İmge, mecaz, teşbih, istiare gibi edebi sanatları bolca kullanır. Şiirlerinde, bireysel duygu ve düşüncelerini, toplumsal ve siyasal eleştirilerini, felsefi ve dini sorgulamalarını dile getirir. Fikret, bu şiirde de, insanın varoluşunu, hayatını ve ölümünü sorgular. İnsanın, yaratılışından itibaren çirkin, kirli, alçak, zorba ve aciz olduğunu, hayatının zehirli bir içecek olduğunu, mutluluğunun hayal ve rüya olduğunu söyler. Fikret, bu şiirde, insanın gerçek mutluluğa ulaşamayacağını, ancak anlayan ve gören bir kişinin bunu fark edebileceğini söyler.

Bu şiirin, Fikret’in hayatındaki bazı olaylarla da ilgisi vardır. Fikret, bu şiiri yazdığı dönemde, II. Abdülhamit’in istibdat rejimine karşı mücadele veren Jön Türkler’in arasındadır. Fikret, padişaha karşı sert eleştirilerde bulunur, onu devirmek için çalışır. Fikret, aynı zamanda, eşi Nazime Hanım’ın kendisini aldattığından şüphelenir, ondan boşanır. Fikret, bu olaylar yüzünden hayal kırıklığına uğrar, hayattan soğur. Fikret, bu şiirde de, hayatın anlamsızlığına, insanın çaresizliğine, mutluluğun imkansızlığına işaret eder.

Bu şiirin, Türk edebiyatındaki bazı tartışmalara da neden olduğu bilinir. Fikret, bu şiirde, insanın yaratılışını, yaşamını ve ölümünü eleştirdiği için, bazı yazarlar tarafından dinsizlikle suçlanır. Özellikle, Mehmet Akif Ersoy, Fikret’e bu şiir için çok ağır bir cevap verir. Akif, Fikret’i, insanı küçümseyen, hayatı karartan, ölümü korkutan, Tanrı’yı inkar eden bir şair olarak niteler. Akif, Fikret’in bu şiirine, “Molla Sırat- Zangoç” adlı bir şiirle karşılık verir. Bu şiir, Fikret ile Akif arasında, “Molla Sırat- Zangoç” tartışması olarak bilinen bir tartışmanın başlamasına sebep olur.

Bu şiirin, Türk edebiyatında önemli bir yeri vardır. Bu şiir, Fikret’in sanat anlayışının ve dünya görüşünün bir örneğidir. Bu şiir, Fikret’in hayatındaki olayların ve duyguların bir yansımasıdır. Bu şiir, Fikret’in eleştirdiği insanın, hayatın ve ölümün bir tasviri ve sorgulamasıdır. Bu şiir, Fikret’in, insanın gerçek mutluluğa ulaşamayacağını, ancak anlayan ve gören bir kişinin bunu fark edebileceğini söylediği bir şiirdir.

Bu yazıda, Tevfik Fikret’in “Bir Cevap” adlı şiirini inceledik. Şiirin, Fikret’in sanat anlayışı, dünya görüşü, hayatı, edebiyatı ve toplumuyla ilgili yönlerini ortaya koyduk. Umarım, bu yazı da sizlerden ilgi görecek ve yorumlarınızı eksik etmeyeceksiniz Daha fazlasını yapmam için beni motive edeceksiniz. Başka yazılarda görüşmek dileğiyle hoşçakalın.


Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler. Daha fazlası için bizi motive ediyor.

Daha yeni Daha eski