Şinasi Nazire Şiir Tahlili


Tanzimat dönemi edebiyatının öncü isimlerinden Şinasi’nin Nazire isimli eseri, divan şiirinin geleneksel biçimlerinden gazeli modernleştirmek ve yenilikçi düşünceleri yansıtmak için yazılmış bir naziredir. Nazire, sevilen şairlerin şiirlerine özellikle gazellerine başka şairler tarafından vezin, kafiye ve redifi aynı olmak şartıyla yazılan şiirlerdir. Şinasi, bu naziresinde ünlü divan şairi Nef’i’nin bir gazeline cevap vererek onun karamsar ve fatalist bakış açısına karşı akılcı ve ilerici bir tavır sergiler. Bu yazıda, Şinasi’nin Nazire’sinin dil, biçim ve içerik açısından nasıl bir yenilik getirdiğini ve Tanzimat edebiyatının temel özelliklerini nasıl yansıttığını inceleyecek ve tahlil edeceğiz.

NAZİRE

1.
Vaktaki felek şekl-i hilâlin kamer eyler
Gün geçtiğini ömr-i beşerden haber eyler
2.
Bir revnak-ı kâzip midir ikbâl-i cihan kim
Seyyâle-i berkıyye mi-âli güzer eyler
3.
Bed-baht ana derler ki elinde cühelanın
Kahr olmak içün kesb-i kemâl-i hüner eyler
4.
Hak yol aramak vacibedir akl-ı selime
Tevfikini isterse Hüdâ râh-ber eyler
5.
Mahrum ise tevfîkin eğer fâidesinden
Ya aczini gördükçe mi âkil zarar eyler
6.
Her vakıa bir ders-i hikemdir nazarında
Her derd ü belâdan dahi ahz-i iber eyler
7.
Mahiyyeti isbât eden âsâr-ı ameldir
Mikdârına nisbetle kişi hayr ü şer eyler

Günümüz Türkçesiyle:

NAZİRE

Zamanın hilesi, hilal şeklindeki ayı güneşe tercih ediyor
Günlerin geçtiği insan hayatından haber veriyor.

Dünya mutluluğunun güzelliği nedir?
Parlayan yıldızların hareketi mi, yoksa güneşin batışı mı?

Bir annenin mutluluğu, elindeki çocuğun gelişimi ile ölçülür.
Çocuk, ona acı vermek yerine, beceri ve yeteneklerini artırmak için çaba harcar.

Akıllı insanlar, doğru yolu aramak için çaba harcamalıdır.
Allah'ın yardımıyla, doğru yolu bulabilirler.

Ancak eğer yardım istenmezse, insanın kendisi zarar görür.
Acizliğini gördükçe, akıllı insan yardım istemeli.

Her olayın kendine özgü bir öğretisi vardır.
Her acı ve sıkıntı, insanın sabrını artırır.

Eylemler, bir insanın karakterinin doğasını açıklar.
İnsanın eylemleri, hayır ve şer arasındaki seçimine bağlı olarak değerlendirilir.

Nazire Şiirinin Tahlili:

Şinasi’nin Nazire isimli bu eseri, 19. yüzyıl Tanzimat dönemi edebiyatının önemli bir örneğidir. Şinasi, bu şiirde ünlü divan şairi Nef’i’nin bir gazeline nazire yazmıştır. Nazire, sevilen şairlerin şiirlerine özellikle gazellerine başka şairler tarafından vezin, kafiye ve redifi aynı olmak şartıyla yazılan şiirlerdir12. Şinasi, Nef’i’nin gazelini modernleştirmek ve Tanzimat’ın getirdiği yenilikçi düşünceleri yansıtmak için nazire yazmıştır.

1.
Vaktaki felek şekl-i hilâlin kamer eyler
Gün geçtiğini ömr-i beşerden haber eyler

Bu beyitte Şinasi, zamanın kaçınılmazlığına ve insan hayatının geçiciliğine vurgu yapıyor. Şinasi, zamanı felek olarak tanımlıyor ve feleğin hilal şeklindeki ayı güneşe tercih ettiğini söylüyor. Bu ifade, zamanın insanların kontrolünde olmadığını ve sürekli olarak akıp gittiğini ifade ediyor.

Ardından Şinasi, günlerin geçtiğini ömr-i beşerden haber verdiğini belirtiyor. Burada ömr-i beşer, insan ömrüne atıfta bulunuyor. Şinasi, insan hayatının sınırlı olduğunu ve her günün insan ömründen bir parça alarak geçtiğini vurguluyor.

Bu beyit, insanların hayatlarının kısa ve değerli olduğunu hatırlatıyor. Şinasi, zamanın hızla akıp geçtiğini ve insanların zamanlarını doğru bir şekilde kullanmaları gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, insanların yaşamlarının sona ermesinin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor ve bu nedenle hayatlarının anlamlı olması gerektiğini ifade ediyor.

2.
Bir revnak-ı kâzip midir ikbâl-i cihan kim
Seyyâle-i berkıyye mi-âli güzer eyler

Dünyanın saadeti yalancı bir ışık mıdır ki, zamanda akıp giden bir su damlası gibi geçer gider.

Şinasi, bu beyitte dünyanın saadetinin geçici ve aldatıcı olduğunu söyler. Dünyanın saadeti revnak-ı kâzip yani yalancı bir ışık olarak nitelendirilir. Bu ışık insanları kandırır ve gerçek mutluluğu göstermez. Dünyanın saadeti aynı zamanda seyyale-i berkıyye yani yüksekten akan bir su damlası gibidir. Bu su damlası zamanın akışında kaybolur ve iz bırakmaz. Şinasi, bu şekilde dünyevi zevklerin peşinde koşmanın anlamsızlığını ve boşluğunu vurgular. Şinasi’nin bu beytinde akılcı ve ilerici bir bakış açısı vardır. Şinasi, insanın kendi çabasıyla gerçek mutluluğu aramasını ve hak yolunu bulmasını ister. Nef’i’nin kaderci ve teslimiyetçi görüşüne karşı çıkar.

3.
Bed-baht ana derler ki elinde cühelanın
Kahr olmak içün kesb-i kemâl-i hüner eyler

Talihsiz olandır ki elinde cahillerin bulunduğu bir yerde, onların zulmüne uğramak için sanat ve bilgi kazanır.

Şinasi, bu beyitte cahil ve gerici insanların arasında yaşayan aydınların durumunu eleştirir. Şinasi’ye göre aydınlar sanat ve bilgi kazanmakla kendilerini geliştirmek isterken, cahiller tarafından baskı ve engel görürler. Bu da onların talihsizliğidir. Şinasi, bu şekilde aydınların hak ettikleri değeri göremediklerini ve cahillerin zulmüne maruz kaldıklarını ifade eder. Şinasi’nin bu beytinde akılcı ve ilerici bir bakış açısı vardır. Şinasi, aydınların sanat ve bilgi kazanmalarını övüyor ve cahillerin buna karşı çıkmasını kınıyor.

4.
Hak yol aramak vacibedir akl-ı selime
Tevfikini isterse Hüdâ râh-ber eyler

Bu beyit, insanların doğru yolu aramaları gerektiği ve bunun akıllı insanlar için bir zorunluluk olduğunu ifade ediyor.

Şinasi, insanların akıllıca düşünmeleri gerektiğini belirtiyor ve bu doğrultuda doğru yolu aramalarını vurguluyor. Bu arayış, insanların hayatlarında daha anlamlı ve amaçlı bir yaşam sürmelerine yardımcı olabilir.

Ardından Şinasi, Allah'ın yardımını istemenin önemine değiniyor. Tevfikini isteyen insanlar, Allah'ın rehberliği ile doğru yolu bulabilirler. Bu ifade, insanların kendilerine yardım etmelerinin yanı sıra, Allah'ın yardımını da alabileceklerini gösteriyor.

Bu beyit, insanların doğru yolu aramalarının, Allah'ın rehberliği ile birleştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Böylece insanlar, doğru yolu bulabilirler ve hayatlarını anlamlı bir şekilde yaşayabilirler.

5.
Mahrum ise tevfîkin eğer fâidesinden
Ya aczini gördükçe mi âkil zarar eyler

Eğer Allah’ın yardımından (tevfik) mahrum isen bunun faydasından Akıl sahibi bir insan aczini gördükçe zarar etmez mi?

Beyitte, tevfik kavramı Allah’ın kulların fiillerini sevdiği ve razı olduğu şeye uygun kılması olarak tanımlanmaktadır. Tevfikin olmadığı yerde ise hızlan vardır ki bu da Allah’ın isyankar kullarından yardımını kesmesi anlamına gelir. Beyitteki “fayda” kelimesi ise Allah’ın rızasını kazanmak, hayır ve iyilik yapmak, iman ve itaat etmek gibi manalara gelir3.

Beytin ikinci mısrasında ise acz kelimesi insanın güçsüzlüğü, yetersizliği ve muhtaçlığı anlamına gelir3. Beyitteki “zarar” kelimesi ise Allah’ın gazabına uğramak, günah ve kötülük işlemek, dalalete düşmek gibi manalara gelir3. Beyitteki “akıl” kelimesi ise insanın doğruyu yanlıştan ayırt etme, hayrı şerden seçme ve Allah’ın emirlerine uyma yeteneği anlamına gelir.

Beytin genel anlamı ise şudur: Eğer Allah sana hayır ve iyilik yapman için yardım etmezse (tevfik), bunun faydasını nasıl görebilirsin? Akıl sahibi bir insan, kendi güçsüzlüğünü ve muhtaçlığını fark ettiğinde, Allah’ın gazabına uğramamak ve dalalete düşmemek için zarar verici işlerden uzak durmaz mı?

Beyit, insanın kendi başına bir şey yapamayacağını, her işinde Allah’ın yardımına ihtiyacı olduğunu ve bu yardımı almak için de Allah’ın rızasına uygun davranması gerektiğini vurgulamaktadır. Aksi halde insan hem dünyada hem de ahirette zarara uğrayacaktır.

6.
Her vakıa bir ders-i hikemdir nazarında
Her derd ü belâdan dahi ahz-i iber eyler

Her olay bir hikmet dersidir gözünde Her dert ve beladan da ibret alır

Beyitte, nazire olduğu eserin temasına uygun olarak Allah’ın hikmeti ve insanın ibreti konuları işlenmektedir. Beytin ilk mısrasında “vakıa” kelimesi “olay, hadise” anlamına gelir1. “Hikem” kelimesi ise “hikmet, bilgelik, öğüt” anlamına gelir. Beyitteki “ders” kelimesi ise “öğrenme, öğretme, ibret alma” anlamına gelir. Beytin ilk mısrasının anlamı şudur: Her olay gözünde bir hikmet öğretisidir.

Beytin ikinci mısrasında “derd” kelimesi “acı, keder, sıkıntı” anlamına gelir3. “Belâ” kelimesi ise “felaket, musibet, sıkıntı” anlamına gelir. Beyitteki “ahz” kelimesi ise “alma, elde etme” anlamına gelir3. Beyitteki “iber” kelimesi ise “ibret, ders alma, örnek alma” anlamına gelir. Beytin ikinci mısrasının anlamı şudur: Her dert ve beladan da ibret alır.

Beytin genel anlamı ise şudur: Her olayda Allah’ın hikmetini gören ve her dert ve beladan ibret alan bir kimse ol.

Beyit, Şinası’nın tasavvufi bir bakış açısıyla yazdığı nazire eserinin genel üslubuna uygun olarak Allah’ın insanlara verdiği olaylar ve imtihanlar karşısında sabır ve tevekkül göstermeyi ve bunlardan ders çıkarmayı tavsiye etmektedir.

7.
Mahiyyeti isbât eden âsâr-ı ameldir
Mikdârına nisbetle kişi hayr ü şer eyler

Mahiyetini ispat eden amellerdir Miktarına göre kişi hayır ve şer yapar

Beyitte, nazire olduğu eserin temasına uygun olarak insanın mahiyeti ve amelleri konuları işlenmektedir. Beytin ilk mısrasında “mahiyyet” kelimesi “öz, hakikat, asıl” anlamına gelir. “Asar” kelimesi ise “eser, iz, belirti” anlamına gelir. Beyitteki “amel” kelimesi ise “iş, fiil, davranış” anlamına gelir. Beytin ilk mısrasının anlamı şudur: İnsanın özünü ortaya koyan işleridir.

Beytin ikinci mısrasında “mikdar” kelimesi “miktar, ölçü, derece” anlamına gelir. Beyitteki “nisbet” kelimesi ise “oran, kıyas, mukayese” anlamına gelir. Beyitteki “hayr” kelimesi ise “hayır, iyilik, fayda” anlamına gelir. Beyitteki “şer” kelimesi ise “şer, kötülük, zarar” anlamına gelir. Beytin ikinci mısrasının anlamı şudur: İşlerinin miktarına göre kişi iyilik ve kötülük yapar.

Beytin genel anlamı ise şudur: İnsanın aslını amelleri belli eder. Amellerinin çokluğuna veya azlığına göre kişi hayır veya şer işler.

Beyit, Şinası’nın tasavvufi bir bakış açısıyla yazdığı nazire eserinin genel üslubuna uygun olarak insanın mahiyetinin amellerine bağlı olduğunu ve amellerinin de hayır veya şer olabileceğini belirtmektedir.

Sonsöz:

Değerli ben deli miyim okurları, bu yazıda Şinası’nın nazire adlı eserinden alınan bir beyiti ayrıntılı olarak tahlil etmeye çalıştım. Beytin anlamını, temasını, üslubunu ve edebi sanatlarını açıkladım. Beytin nazire olduğu eserle olan ilişkisini de ortaya koydum. Umarım yazım sizlere faydalı olmuştur.

Yazıma yorum yapmanızı rica ediyorum. Yorumlarınız benim için çok önemli. Yazdıklarımı beğenip beğenmediğinizi, katılıp katılmadığınızı, eleştirilerinizi ve önerilerinizi paylaşmanızı istiyorum. Bu şekilde yazılarımın kalitesini arttırabilir, eksiklerimi gidermeye çalışabilir ve yeni konular seçebilirim. Ayrıca yorumlarınız benim için bir motivasyon kaynağıdır. Yazmak zor ve yorucu bir iştir. Bazen kendime boşa çaba harcadığımı düşünüp “Ben deli miyim” diye soruyorum. Ama sizlerden gelen olumlu geribildirimler beni yazmaya teşvik ediyor.

Bu yazıyı okuduğunuz için teşekkür ederim. Başka yazılarda görüşmek üzere hoşçakalın.

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler. Daha fazlası için bizi motive ediyor.

Daha yeni Daha eski