Lâle-hadler kıldılar gülgeşt-i sahrâ semt semt

Lâle-hadler kıldılar gülgeşt-i sahrâ semt semt
Bâğ u râğı gezdiler idüp temâşâ semt semt
Lale gibi al yanaklı güzeller kırın her yanında çiçek seyrine çıktılar. Her yanı seyrederek bahçeyi, çimenliği gezdiler. Beyitte yeşil, çiçekli bir bahçe ve kır manzarası çizilmiş; her yanda güzeller bölük bölük toplanmış dolaşıyor. Bahçeyi ve çiçekleri seyrediyorlar şeklinde bir görüntü çizilmiştir. Yanak kırmızılığı ve yuvarlaklığı bakımından laleye benzetilmiştir. Teşbih sanatı vardır. Lale-had, istiare ile güzel anlamında kullanılmıştır.
Âşık-ı dîdâr-i pakindir meğerkim cûylar
Cüst ü cû eyler seni ey serv-i bâlâ semt semt
Ey servi gibi uzun boylu sevgili! Akarsular herhalde senin temiz yüzüne aşık olmuşlar ki her yerde seni arıyorlar. Sevr-i bala, hem yüksek servi, hem de istiare-i musarraha ile sevgili yerine kullanılmıştır. Burada didar, karine-i maniadır. Cuylar, teşhis edilmiş konuşturulmuş ve sevgiliye aşık olduğu söyletilmiştir. Teşhis sanatı vardır. Akarsuların cüst u cu etmeleri, bahçede kıvrıla kıvrıla, kavisler çizerek akmalarıdır. Akarsuların ağaçlarla, bu arada servi ile ilişkisi açıktır. Ağaçları sularlar. Baki bu ilgiyi, bir hüsn-i talil ile servi boylu güzelin temiz yüzüne aşık olmaları ve bunun için onu aramaları şeklinde açıklamış. Su ile pak yani temiz arasında bir ilişki vardır . Aynı zamanda sevgilinin yüzü temizlik ve parlaklık bakımından suya benzer.
Leşger-i gam geldi dil şehrine kondu Çok çok
Koptu yer yer fitne vü âşûb-i gavga semt semt
Gam askeri gelip bölük bölük gönül şehrinde konakladı, yerleşti. Her yerde karışıklık, her mahallede kavga ve gürültü koptu. Beyitte gönül bir şehre, gam da askere teşbih edilmiş, benzetilmiş. İşgalci asker bir yere girip konakladı mı orada, kavga, gürültü, karışıklık olur. Askerin işgal için girdiği yerde çatışma ve çarpışma olur şehir yıkılır. Harap olur. Baki gönlünün sevgilinin gamıyla harap ve perişan olduğunu söylerken, aynı zamanda yer yer toplu bir halde çadırlarını kurup yerleşen işgal askerinin manzarasını çizmiştir.
Giryeden cû-yı sirişkim sûbesû oldu revân
Yine Kulzüm gibi cûşetti bu deryâ semt semt
Ağlamaktan gözyaşının ırmağı her yana aktı. Bu derya yine umman gibi her taraftan coştu. Beyitte geçen Kulzüm büyük deniz anlamındadır. Baki çok ağladığını ve gözyaşlarının deryalar denizler gibi coştuğunu anlatıyor. Burada abartma yani mübalağa sanatı yapılmıştır. Gözyaşlarının hem derya gibi coştuğu hem de kanlı olduğu söylenmiştir.
Bir kadem bas lutf ile gel gülşene ey serv-kad
Bileler eksüklüğün her serv-i bâlâ semt semt
Ey servi boylu sevgili! Gel, lutf edip gül bahçesine bir ayak bas da her yana dağılmış bütün uzun boylu serviler eksikliklerini bilsinler. Serv-kad istiare ile uzun boylu sevgiliyi anlatıyor. Sevgili uzun boyu ile gül bahçesine ayağını atsa bütün servi ağaçları ne kadar kısa olduklarını anlayacaklar. Beyitten çıkan birinci anlam sevgilinin serviden uzun boylu oluşu faka şair bunu açıkça söylememiş. Bileler öksüklüğün diyerek servilerin eksikliklerinden birinin de yürüyememeleri olduğunu söylemiş. Çünkü sevgili kadem basar yani adım atar.
Sevgilinin gülşene gelmesi aşıklar için de serviler için de bir lütuftur. Sevgili sultan olduğu için ancak lutfedip gelecek. Ayrıca lutf sözünde bir nezaket ve bir yumuşaklık vardır. Sevgili yavaş yavaş salına salına gelecektir.
Şi’r-i Bâkî seb’a-i iklîme olmuştur revân
Okunursa yiridir bu nazm-i garrâ semt semt
Baki’nin şiiri yedi iklime su gibi akıp yayılmıştır. Bu parlak, güzel şiir her yerde okunsa yeridir. Ülkenin yedisi, yedi ülke seb’a-i iklim yedi kıta anlamında kullanılmıştır. Revan yürüyen demektir. Baki bu beyitte şiirin övmüş ve şiirinin dünyayı tuttuğunu ve her ülkede okunduğunu söylemiştir. Bu arada şiirinin akıcı ve parlak olduğunu belirtmiştir.
Vezin: Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
Prof.Dr. Haluk İpekten’in Baki, Hayatı Sanatı Eserleri isimli kitaptan yararlanılmıştır.