Hayali’nin Berg-i gülden edüb zebân gonca – kaside tahlili

Hayali Bey Kimdir?
Vardar Yenicesinde doğdu, Edirne’de öldü 1557. Doğum yılı bilinmiyor. Gerçek adı Mehmet’tir, düzenli bir öğrenim görmeden kendi kendini yetiştirmiştir. Sonra İstanbul’a geldi. Sadrazam İbrahim Paşa’-dan yakınlık gördü. Bir süre saray çevresine alındı. Kanuni Süleyman’ın ilgisini çekti. Sancak beyi oldu.
Dili yer yer akıcı, yer yer ağdalı olan Hayali Bey yaratıcı gücü verimli, düş kurma yeteneği geniş bir ozandır, ince, duygulu buluşları, sevecen bir söyleyişi vardır. Kimi şiirlerinde tasavvuf eğiliminin ağır bastığı görülür. Divan şiiri geleneğini sürdürmesine karşılık, az çok, yeni buluşları vardır. Hayali Bey kendinden sonra gelen, özellikle tasavvuf yolunu tutan, ozanlar üzerinde etkili olmuştur. Bütün şiirlerinin toplandığı ’Divan’ı latin alfabesiyle de basılmıştır.
-Gonca kasidesi’nden-
1- Berg-i gülden edüb zebân goncaVasf-ı yâra açar dehân gonca
2- Bildi bülbül kimün helâkidür Kcf-i gülde görünce kan gonca
3- Bana sensüz çemende ey yüzü gül Tiğdür sûscn-ü sinân gonca
4- Bâdeye lâ’ldcn dü/.üb sâgar İçine kıldı zer-nişân gonca
6- Bcrg-i gülden yürüldü sikkesini Hükmünü eyledi revân gonca
7- Çıkdı laht-ı zümürrüde perini Bülbülün kıldı sâyebân gonca
8- Bildi kim beğlere ha/ine gerek Zerini eyledi nihân gonca
9- Elçi düzdü sabâyi gönderdi Husrcv-i Ruma armağan gonca
10- Bir nice dürc bi-bcdel yakut Bir güzel sim sürmedân gonca
Ölçü: Berg-i gülden/edüb zebân/gonca
fâ’ilâtûn mefâilün fa’lün
Günümüz Türkçesiyle:
- Gül yaprağından söz edip gonca Sevgiliyi nitelemek için ağız açar gonca
- Bülbülün kimin yüzünden öldüğünü anladı Gülün avucunda kan görünce gonca
- Ey gül yüzlü sensiz çimende bana Susam kılıçtır temren de gonca
- Şaraba yakuttan kadeh yaptp İçini altınla süsledi gonca
- Her gün bülbüle hutbe okutup Mutlu bir sultan oldu gonca
- Gül yaprağından damga yaparak Buyruğunu yürüttü gonca
- Zümrüt bir tahta çıktı Bülbülün kanadını gölgelik etti gonca
- Beylere hazine gerektiğini anladı da Altınını gizledi gonca
- Elçi atayıp tan yelini Anadolu sultanına armağan gönderdi gonca
- Sayısız inci, değerli yakut Gümüşten güzel bir sürmelik gonca.
Dil özellikleri:
Berg-i gül: gül yaprağı.
Edüb zeban: söyleyip, konuşup, sözedip.
Zebân etmek: söylemek, konuşmak, söz açmak.
Vasf-ıyâr: sevgilinin niteliği, sevgiliyi nitelemek, anlatmak, güzelliklerini sayıp dökmek.
Kimün helâkidür: kimin yüzünden ölmüştür, ölümüne yol açan kimdir.
Kef-i gül: gülün avucu, gülün elinin içi, el ayası.
Susen-ü sinân: susam ve temren. Dizelerin açıklanışı şöyle: Ey sevgili, sen olmayınca, benim için çemendeki süsen kılıç, gonca da okun ucundaki temren gibidir, sessiz gülün de, çemenin de, goncanın da tadı yok.
Hutbe: cuma günleri camide, toplum olayları ya da belli bir din konusuyla ilgili konuşma. Eskiden padişah yönetimi eline alınca, bu konuyla ilgili bir konuşma yaptırır, egemenliğini din bakımından da onayla-tirdi. Bu olaya “adına hutbe okutmak” denir.
Yürüttü sikkesini: damgasını egemen kıldı, sikke, eskiden padişahların adlarını kazdırdıkları özel damgaya denirdi, bu da egemenlik belirtisiydi. Padişah buyruklarına bu “sikke” basılır, mühürlenirdi ki bu işleme günümüzde “damgalamak” deniyor. Kimi tarikatlarda özel başlığa da “sikke” denir.
Beglere hazine gerek: bir kimsenin yönetimi pekiştirmesi, egemenliğini sağlaması için “hazine” adı verilen para, altın, değerli nesne birikimi olması gerekirdi.
Husrev-i Rum: Anadolu sultanı. Eskiden Anadolu’ya ‘Roma ülkesi” anlamında “Diyâr-ı Rum” denirdi.
Sim sürmedân: gümüşten yapılmış sürme kabı.