Eskici ve Oğulları, Roman Tahlili Orhan Kemal

Eskici ve Oğulları adlı romanda Orhan Kemal, harp gazisi topal eskici ile iki oğlunun düşlerini, özlemlerini, bu düşleri gerçekleştirmek ve ayakta kalabilmek için verdikleri savaşı ve bu savaşın sonunda ellerinde avuçlarında kalanı da kaybetmelerinin hikayesini anlatır.
Eskici ve Oğulları, tarımda sanayileşme ile birlikte geçimini sağlamak için köyden Adana’ya göçen savaş gazisi Topal eskici iki oğlu ile birlikte çalışmaya başlar. Ekonomik sıkıntılar aile bağlarını da zayıflatır.
Eskici ve Oğulları Roman Tahlili
Topal Eskici, Trablus’ta savaşırken sol bacağını “kahpe bir italyan kurşununa” verir. Gençliğinde kundura tamirciliği ve demircilik öğrendiği için Kurtuluş Savaş’ından sonra bir süre eskicilik yapar. ilk başlarda işi iyi giderken bir zaman gelir ki kunduracılık işleri de bozulmaya başlar. Bunun üzerine Çukurova’nın zengin köylerinden birine göçer. Bir süre demir araçların onarımı ile uğraşır. Burada da başta işleri iyi giderken İkinci Dünya Savaşı bitip de tarımda makineleşme başlayınca Topal Eskici‘nin işleri yine bozulur.
Memleket ziraatının işi bundan böyle Amerikan makineleriyle görülecekti. Ortaçağdan kalma köhne demirci dükkanlarına ne ihtiyaçları vardı?
(s.16)

Köyden de taşınır. Kente taşınır. Burada da yine değişim başlamıştır. Yeni apartmanlar, oteller, asfalt yollar… Topal yeniden eskiciliğe başlar. Büyük oğlunun çalıştığı fabrika işi paydos eder. Büyük oğlu üç çocuğuyla ortada kalır. geçinmek iyice güçleşmiştir. Baba ve iki oğul eskici dükkanında çalışmaktadır ama dükkan dokuz boğazı beslemez.
“dokuz boğaz ve eskici dükkanı“ Orhan Kemal bu çıkmazı roman boyunca tekrarlar. Bir çok yerde aynı yakınmayı görürüz. Küçük oğul eskiden nasıl besliyordu sorusunu sorunca büyük oğul şöyle cevap verir:

Eskicilere ekmek kalmadı pek. Dışardan ucuz ucuz lastik, kavçuk ayakkabı geliyor. Bizim yaptığımız kösele taban fiyatına herifçioğlu ayakkabı veriyor
(s73)
Topal Eskici öfkeli ve küfürbaz bir adamdır. Babasının küfürlerinden bıkan büyük oğul pamuk toplamaya karar verir. Bu yola küçük oğul da girer. Hayaller kurarlar. Kışın kendi hesaplarına eskici dükkanın açma hayalleri kurarlar. Romanın çeşitli yerlerinde bu hayal tekrarlanır.

Topal eskici oğullarının yolundan gitmeye başlar. O da oğullarıyla kütlü yani tohumlu pamuk toplamaya gitmeye karar verir. Hep birlikte gerek olan sermayeyi sağlayabileceklerine inanırlar. Eskicilik işinin bitmesiyle eskici topal da işi toptancılığa ticarete dökmeye karar verir.
Boyaları dökük, hantal bir kamyon ile hep birlikte pamuk toplamaya giderler ama sivrisinekler, sıcaklar onları pişman eder. Hepsi sıtmaya yakalanır. Önce topal başlar şikayete. Ağır çalışma koşulları, yoksulluk, sıtma aileyi birbirine düşürür. Topal eskici karısı ve kızıyla kente geri döner.
Eskicinin iki oğlu gücü yettiği kadar dayanır. Ama işin acemisi oldukları için fazla pamuk toplayamazlar. Topladıkları ürün aldıkları avansın yarısını zar zor karşılar.
Şimdi ne yapacaklardı? Şehire birkaç kuruş parayla dönüp tekerlekli dükkan açmaktan geçmiş, borçlarını nasıl ödeyeceklerini, bu işin içinden nasıl çıkacaklarını düşünüyorlardı.
(s.262)
Romanın sonunda küçük oğul da, büyük oğul ve ailesi de hasta, bitik, nerdeyse ölüm döşeğinde, kente dönerler. Topal’ın babalık duyguları kabarır. Varını yoğunu çocukları ve torunu için harcar.
Eskici dükkanı olduğu gibi devredilip borçlar ödendi. El elde, baş başta kalmıştı. Dokuz kişiye ekmek yediremeyen eskici dükkanı da elden gitmiş. Topal’ın başına on bir kişi toplanmıştı.
(s.293)
Son olarak
Romanın sonunda Topal’ın damadı fabrikada işe girdiğini söyler. Bu söz önemlidir çünkü artık zanaatkarlığın bitişi ve sanayi işçiliğinin başlangıcıdır. Artık ekmek kapısı el emeği değil fabrikadır.
Orhan Kemal, Eskici ve Oğulları adlı romanında zanaatkarlığın çıkmazını, zanaatkarların kaçınılmaz sonunun fabrika işçiliği olduğunu anlatmak istemiştir. Bunu yaparken de elinden geldiğince gerçekçi bir yol izlemiştir. Yakından tanıdığı küçük insanları, onların zayıf, güçsüz yanlarını da iyi yanlarını da ayrıntılarıyla anlatmıştır. mahalle kadınlarını, dedikodu merakını, bu küçük insanların değer yargılarını, geçim zorlukları karşısında ister istemez bu değer yargılarını bir yana bırakmak zorunda kalmalarını anlatır.
Eskici ve Oğulları Filmini aşağıdan izleyebilirsiniz.
Bu yazıda Orhan Kemal‘in Eskici ve Oğulları isimli romanını tahlil ettik. Başka tahlillerde görüşmek dileğiyle.