Osmanlıca, Terkib-i Bend’den Ziya Paşa

Osmanlıca metin olarak sizlerle paylaştığımız Terkib-i bend, Ziya Paşa‘nın 1870’te, Cenevre’de iken Hürriyet’i tek başına çıkarmaya devam ettiği dönemde yazdığı ünlü eserinin adıdır. Terkib-i bend eserini aşağıda hem Osmanlıca metin olarak hem de latin alfabesi ile çevirisini bulabilirsiniz.
Terkib-i Bend
Bir katre içen çeşme-i pür-hûn-ı fenâdan,
Başın alamaz bir dahî bârân-ı belâdan.
Yokluk kanıyla dolu çeşmeden bir damla içen, Bir daha belâ yağmurundan kurtulamaz.
Âsûde olam dersen eğer gelme cihâne,
Meydâne düşen kurtulamaz seng-i kazâdan.
Eğer mutlu olayım dersen dünyaya gelme, [Çünkü] Dünyaya gelen ölüm taşından kurtulamaz.
Sâbit-kadem ol merkez-i me’mûn-ı rızâda,
Vâreste olup dâire-i havf u recâdan.
[Bunu] Cesaretle kabullenmekte ısrarlı ol (ayak dire). Korku ve yalvarma çemberinden kurtulmuş olarak.
Dursun kef-i hükmünde terâzû-yı adâlet,
Havfın var ise mahkeme-i rûz-ı cezâdan.
Kararlarında adalet terazisi elinde olsun, Eğer mahşer gününde hesap vermekten korkuyorsan.
Her kim ki arar bû-yı vefâ tab’-ı beşerde,
Benzer ona kim devlet umar zıll-i hümâdan.
Kim insanın tabiatında vefa duygusu ararsa, [O kişi] Huma kuşunun gölgesinden fayda bekleyene benzer.
Bî-baht olanın bağına bir katresi düşmez,
Bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan.
Talihsiz olanın bahçesine bir damlası düşmez, Yağmur yerine inci ve mücevher yağsa gökten .
Erbâb-ı kemâli çekemez nâkıs olanlar,
Rencîde olur dîde-i huffâş ziyâdan.
Olgun olmayan kişiler fazilet sahibi kişilere katlanamaz, [Nasıl ki] Yarasanın gözü ışıktan rahatsız olur.
Her âkıle bir derd bu âlemde mukarrer,
Râhat yaşamış var mı gürûh-ı ukalâdan?
Bu dünyada, her akıllı kişinin başında bir dert olmasına hükmedilmiştir, Hiç akıllı insanlar topluluğundan olan rahat yaşamış biri var mı?
Halletmediler bu lûgazın sırrını kimse,
Bin kâfile geçti hükemâdan, fuzalâdan.
Bu bilmecenin sırrını hiç kimse çözemedi, Bu dünyadan binlerce faziletli kişi ve bilgin geçti [de].
Kıl san’at-ı üstâdı tahayyürle temâşâ,
Dem urma, eğer ârif isen çûn ü çirâdan.
Sanatkârın sanatını hayranlıkla seyret, Eğer bilgili bir kişi isen, nedeni ve niçini üzerinde durma.
İdrâk-i me’âlî bu küçük akla gerekmez,
Zîrâ bu terâzû o kadar sıkleti çekmez.
Yüce anlamları kavramak bu küçük akıl için gerekmez, Çünkü bu terazi o kadar ağırlığı tartmaz.
Dehrin ne safâ var acaba sîm üzerinde
İnsan bırağur hepsini hîn-i seferinde
Dünyanın altınında, gümüşünde acaba ne güzellik var, İnsan hepsini bırakır son seferinde.
Bir reng-i vefâ var mı nazar kıl şu sipihrin
Ne leyl ü nehânnda ne şems ü kamerinde
Bak vefadan eser var mı şu gökyüzünün, Ne gecesinde gündüzünde, ne de güneşinde ayında!
Seyr itdi hevâ üzre dinür taht-ı süleymân
Ol saltanatın yeller eser şimdi yirinde
Hz. Süleyman’ın tahtı gökyüzünde uçtu denir, Şimdi o saltanatın yerinde yeller esiyor.
Hür olmak eğer ister isen olma cihânın
Zevkinde safâsında ğamında kederinde
Eğer özgür olmak istersen olma dünyanın Zevkinde, sefasında, gamında, kederinde.
Cânân gide rindân dağıla mey ola rîzân
Böyle gicenin hayr umulur mı seherinde
Sevgili gitmiş, iyi dostlar dağılmış, şarap dökülmüş, Böyle gecenin sabahından hayır umulur mu?
Hayr umma eğer sadr-ı cihân olsa da bi’l-farz
Her kim ki hasâset ola ırk u güherinde
Dünyanın en itibarlı mevkisinde olsa bile hayır bekleme, Soyunda ve cevherinde cimrilik, alçaklık olan kişiden.
Yıldız arayub gökde nice turfa müneccim
Ğaflet ile görmez kuyuyı reh-güzerinde
Nice müneccim, falcı gökte ilginç yıldızlan arar, Gafleti yüzünden, yolunun üstündeki kuyuyu göremez.
Anlar ki virür lâf ile dünyâya nizâmât
Bin dürlü teseyyüb bulunur hânelerinde
Onlar ki laf ile dünyaya düzen verir, Bin türlü kayıtsızlık bulunur şahıslarında.
Âyînesi işdir kişinin lâfa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde
Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz, Kişinin aklının derecesi eserinde görünür.
Ben her ne kadar gördüm ise ba’zı mazarrat
Sâbit-kademim yine bu re’yin üzerinde
Ben ne kadar gördümse de bazı zararlar, Kararlıyım yine bu düşüncemin üzerinde.
İnsana sadâkat yakışur görse de ikrâh
Yardımcısıdır doğruların Hazreti Allâh
İnsana kötülük görse de sadakat yakışır, Yüce Allah doğruların yardımcısıdır.
Bu yazıda Ziya Paşa’nın Terkib-i bend adlı eserini Osmanlıca olarak okuduk. Sitemizde başka osmanlıca metinler bulabilirsiniz. Yorumlarınızı eksik etmeyin.