Osmanlıca – Gulyabani, Hüseyin Rahmi Gürpınar

Osmanlıca metinler arayan siz değerli dostlara yeniden merhaba. Osmanlıca metin okumayı ne kadar sevdiğinizi biliyorum. Bulmaca çözmekten aldığınız keyif kadar keyif aldığınız bir metinle devam edeceğim.


Garaip Faturası Külliyatı
Gulyabani
Mukaddime [Giriş]
Hanını nineden muharrire’mektup
Bey oğlum!
Romanlarınızı seve seve okuyan karilerinizden biri de benim. Hele bazılarını defaatle okudum. Ve elanda canımın en sıkıntılı zamanlarında okur size dua ederim. Fakat darılmayınız, bir iki şikâyetim var. Meşrutiyet’imizden sonra daha güzel, daha eğlenceli eserler okumaya hazırlanırken keyfiyet pek umduğum gibi çıkmadı. Usul-i tefekkürümüz değişti. Lisanımız hemen bambaşka bir şey oldu.

Alafrangalaştı. İnceldi. Bu tahavvüfaz çok sizin eserleriniz de de hissolundu. Eski hikâyelerini: ileyenilerini tasvir, tasavvur ve üslûpça mukayese ederseniz bu farkı tasdike siz de mecbur olursunuz. Birçoklarınca belki bu bir eser-i terakkidir. Fakat bu baptaki bazı düşüncelerimin beyanına müsaade ediniz. sizin en büyük ihtisas…

ve iktidarınız mahalle kanlarını, hele aileler arasındaki çeneleri düşük kocakarıları söyletmektedir. Millî ve hakiki bir felsefeyi tekmil üryanlığıyla o satırlarda gösterirsiniz. Serde kocakarılık var. Bendeniz de en ziyade o nevi tasvirlerinizden mahzûz ve münşerih olurum. Yeni vadi-i edep ve felsefeye kapılıp kaleminiz ile cidden lezzet ve letafet bahşettiğiniz size has olan o sarf-ı millî ve samimi zeminlerden pek uzaklaşır iseniz şahsiyet-i edebiyenizi gaip etmenizden korkarım. Bu hem sizin hem de bizim için büyük bir zayâ ’dır. Her romanınızda mutlaka benim gibi bir kocakarı bulup söyletmenizi bir şerîta-i tahrir hükmüne koymak da istemiyorum. Lakin kendinize has olan zeminlerden pek uzaklaşmamak daima en büyük endişe-i sanatınız olmalıdır. Bu zeminleri siz herkesten iyi bilir ve tayin edersiniz.

Beni vaktiyle okuttular. Biraz mürekkep yalattılar. Her eserinizden az ve çok münbasit olurum. Fakat benim bir merakım vardır. Sevdiğim hikayeleri kendi kendime okumam. Hem sinnim birkaç hanım nineyi etrafıma toplayarak…

… yüksek ses ile onlara okurum. Romanın onların saf müdrikelerinin telziz eden açık, samimi noktalarında bu acizenin de hazzına payan olmaz. Fakat bizde maateessüf her kadınnine Schopenhauer’in dünyayı siyah gözlükle gösteren melal-âver felsefesine makes olan satırlardan meal istihraç edebilecek bir terbiye-i dimâğiyeye malik değildir. İşte sizden bu ümmi hanımninelerin daire-i musabelerinde okunacak, …

… yani bu tandır küllerini neşelendirecek bir hikâye yazılmasını rica ediyorum. Müfekkireleri gibi eğlenceleri pek mahdut olan bu zavallılara edeceğiniz bu hizmetin ecri büyüktür.
Bu eseriniz romanla masal arasında bir şey olmalıdır. İşte en büyük maharetiniz bu hikâyenizde görülecektir. Çünkü ya masalı şimdiki romanlar sırasına is’âd derecesinde bir sanat ibraz eyleyecek veyahut ki kadrini tenzil ve mahiyetini …

…kesretmeksizin romanı masal mertebesinde sadeleştireceksiniz. Kudret-i kaleminize güvenerek sizden bu harikaya intizar ediyoruz. İlmî, fennî ve içtimaî zeminlerden kaçacaksınız. Mevzunuz esrarengiz cin, peri garaibi veya bir çarşamba karısı, bir dev, gulyabani olacak. Vâkıa o kadar merak…

.. verici bir maharetle tertip edilecek ki biz hep müştakânınız kocakarılar hikâyenin alt tarafı acaba ne çıkacak intizarıyla tandır başında titreşeceğiz. Zaten mütezelzil asabımızı bu merakla büsbütün lerzedâr edeceksiniz. İşte sizden bunu bekliyoruz. Rica bizden lütuf sizden. Baki çok dualar, senalar evladım.
Karilerinizden Bir Hanımnine

Cevap
Muhterem Hanımefendi Hazretleri
Müştakânım siz hanımninelerimi memnun etmek için muhale bir imkân şekli vermek cüretine kalkıştım. Fakat bu emr-i asîre iptida-yı teşebbüsümde çektiğim müşkülatı tarif edemem. Çünkü ömrümde cin, peri görmedim. İnsana gûn-â-gûn cilveler gösteren bu hayal şimdiye kadar beni bir dev, bir gulyabani, bir çarşamba karısının şevk-i rüyat veya musahabesiyle müşerref etmedi. Böyle bir lütuf göstermedi. Talihimin bu müsaadesine mazhariyetlerini yeminlerle temin eden bazı kimselere tesadüf ..

اولماز مى يم؟
… ettim. Bunlar cin, peri, cadı hatta gulyabani gördüklerini kemâl-i ciddiyetle iddia ediyorlar. Fakat bu zevatın samimiyet ifadelerine rağmen sözlerine inanamadım. İçlerinde yalan söylemeyecekleri de var. Bu gibilerinin ani ve vehm-i rüyete uğramış olduklarına hükümde tereddüt etmem. Serbesti-i matbuatı müteakiben “ispiritizma”ya ve ervah ile münasebata dair bir çok eserle neşredildi. Garaibe karşı daima bir teşnegî-i rağbet gösteren halk bu eserlerden bekledikleri şifâ-i sadrîye eremediler. Arkadan “Nat Pinkerton” yetişti. Harika-i efâli pek de peri işinden geri kalmayan Amerikalı bu muhayyel hafiye üstadından sonra sâha-i matbuata bir Gulyabani de ben salıversem zaten dağdağa-i siyasetle bitap düşen ezhân-ı kâriini büsbütün karıştırmış olmaz mıyım?
حانم افندى حاضرتلرى رومانلر حقنده بيان بيوديغكز محتصر فقط مفيد مطالعانك درين برتتبع محصولى اولديغى كوريليور
Hanımefendi hazretleri romanlar hakkındaki beyan buyurduğunuz muhtasar afakat müfit mütaalanın derin bir tetebbu mahsülü olduğu görülüyor. (Biraz da Osmanlıca klavye denemesi yapalım dedim ama harfler küçük çıktığı için her cümle başlık olarak almak zorunda kalıyorum.)
Devam edecek. Yorumlarınızı bekliyorum. Devam etmesini istiyorsanız yorum yapın ilgi görüyorsa devam edeyim yoksa boşa kürek çekmeyelim.
kimse yorum yapmıyor ilginç.