İnsan ömrü kısaydı. Bir kurtçuğunkinden farksız, ya da ipek böceğinkinden ademoğulları, havvakızları tuhaf mahluklardı. Kurtçuğa benzetsen alınır, ipek böceğine benzetilmekten keyif duyarlardı. Böceklerden iğrenir ama parmaklarına uğur böceği konsa hayra alamet sayarlardı. Sıçanlardan tiksinir, sincaplara bayılırlardı. Akbabaları itici, kartalları heybetli bulurlardı. Sinekleri hor görür ateşböceklerine bayılırlardı. Bakır ve demire ehemniyet vermez, altına taparlardı. Ayaklarının altındaki taşlara ehemniyet vermez, mücevher için delirirlerdi.
Cemile’ye öyle geliyordu ki; insanlar her hususta birkaç gözde seçiyor geri kalanların kıymetini bilmiyorlardı. Halbuki hayat bir devridaim idi o beğenmedikleri nesneler de en az beğendikleri kadar elzemdi. Bu alemdeki her parça bir başkasını geliştirmek iyileştirmek değiştirmek için yaratılmıştı. Ne sivrisinek ateşböceğinden önemsizdi ne de pirinç altından.