Cumhuriyet Dönemi Türk Şiiri (ÖABT Notları)

Önceki yazıda Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı (ÖABT Notlarım) hakkında kısa bilgiler vermiştik. Bu bölümde ise Cumhuriyet dönemindeki şiir anlayışları hakkında bilgiler bulacaksınız.
Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinin zeminini oluşturan koşulları tarihsel bir olgu olarak II. Mahmut devrinden cumhuriyete kadar, devlet ve toplum düzeninde yapılan iyileştirme girişimlerinin bir sonucu olarak değerlendirmek gerekir.
Hatırlanacağı üzere 1850’lerden sonra, devlet sisteminde yapılan düzenlemeler, edebî alanda gerçekleşen radikal değişikliklerin temelini oluşturmuştur. Söz konusu değişiklikler diğer türlere oranla şiir alanında daha belirgin bir şekilde takip edilebilir. Bunda Türk okurunun nesir türleriyle yeni tanışmasının yanı sıra şiirle bin yıllık bir yakınlığının olması da etkilidir.
Tanzimat Dönemi’nde Türk şiirinde, geleneksel konular büyük ölçüde terk edilir ve şiire toplum düzenini yakından ilgilendiren hak, adalet, özgürlük gibi sosyal içerikli kavramlar dâhil edilir. Servet-i Fünûn Dönemi’nde şiirin geleneksel şekil kalıpları da kırılır ve bunun yerine daha modern şekiller kullanılır. Şiirde Servet-i Fünûn’un devamı sayılan Fecr-i Âtî’de Ahmet Haşim’le, bireyin iç dünyasının öznel dili şiire şekil verir. Bu arada Mehmet Emin’le Türk şiirine yeni bir yaklaşım tarzı getirilir. Şairler arasında yaşanan hece-aruz, eski-yeni münakaşaları başka bir kanatta şiirin daha Türkçe, daha anlaşılır ve dolayısıyla daha sosyal bir şekilde ilerlemesini sağlar.
1908’de II. Meşrutiyet’in ilanı her açıdan bir dönüm noktası olur. Türk toplumu ilk kez millet meclisiyle tanışır. Devletin yeniden güçleneceğine dair umutlar yeşerir. Ancak meşrutiyetin ilanından hemen sonra yaşanan savaşlar, toprak ve itibar kaybı, umutların yıkılmasına neden olur. Siyasal anlamda yaşanan bu hayal kırıklıkları hemen her alanda olumsuz etkiler yaratmış olmasına rağmen edebiyat alanında bu tarihe kadar görülmemiş bir yoğunlukta düşünce veriminin yaşanmasına vesile olur.
Türk aydını, “Devlet bu durumdan nasıl kurtulur?” sorunsalına hızla ve çeşitli önermelerle çözümler üretmeye çalışır. Ortak amaç; ortak bir millet bilinci yaratarak en kısa zamanda bu kötü gidişatı durdurmaktır. Edebiyat bu süreçte sağlam bir araç olarak görülür. Ancak mevcut edebiyat dili, bu amaca hizmet edebilecek bir niteliğe sahip değildir. Halkın edebiyat dilinden anlamaması, edebiyatın etkin bir güç olarak kullanılmasının önünde büyük bir engeldir. Bu engeli ortadan kaldırmak, geniş halk kitleleri tarafından okunabilmek ve anlaşı-labilmek, böylece halk ile edebiyat arasındaki kopukluğu gidermek amaçlarıyla “Yeni Lisan” hareketi başlatılır. Bu hareket, cumhuriyetin düşünsel ve sanatsal olarak alt yapısını oluşturur.
Yeni Lisancılar Ziya Gökalp önderliğinde Anadolu insanını kendi içinde değerlendirebilmek için halk edebiyatına ait dil, vezin, nazım şekilleri gibi şiirin şekline; halkın ilgilendiği konu ve tema unsurlarını bulmak için de şiirin içeriğine dair saha çalışması yaparlar. Böylece Türk şiiri daha millî bir yapıya kavuşturulur. Cumhuriyetin özellikle ilk on beş senesinde baskın olan şiir anlayışının temelleri böyle bir anlayışa dayanır.
1910-1920 yılları arasında, Cumhuriyet Dönemi Türk şiirini farklı bir kanattan etkileyen ve Mehmet Akif etrafında şekillenen İslami şiirin ilk örnekleri de verilir.
Ayrıca bu yıllarda Türk şiirine kaynak arama düşüncesi, Nev – Yunanîler, Rübab ve Nayîler gibi kısa süreli edebî toplaşmaları meydana getirir. Bu yaklaşımlarla Türk şiirine yeni bir ses getirebilme çabaları, Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinde farklı bakış açılarının geliştirilmesi bakımından önemlidir.
Cumhuriyet Dönemi Türk şiirini sanatsal ve estetik anlamda asıl yönlendirenler, yine bu yıllar arasında sanatlarının en olgun dönemini yaşayan Yahya Kemal ve Ahmet Haşim olur. Yahya Kemal ve Ahmet Haşim şiirin toplumsal şartlardan dolayı feda edildiğini düşünerek kendi şiirlerini estetik yanı ağır basan saf şiire adarlar. Onların bu bakış açıları Dergâh dergisi yıllarında pek çok genç şairi etkiler ve özellikle 1950 sonrasındaki şairlere, saf şiire ulaşmanın, şiiri yalnız şiir için yazmanın yol haritasını çizer.
Cumhuriyet Dönemi’ne kadarki Türk şiirinin genel görüntüsünü birbirinden farklı duyuş tarzlarıyla ortaya konan bu şiir anlayışları oluşturur. Türk şiirinin kendi ses rengini arama faaliyeti Cumhuriyet Dönemi’nde de yine farklı anlayışların ortaya konmasıyla devam eder.
Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatında görülen şiir anlayışları en genel hatlarıyla şu başlıklar altında değerlendirilebilir:
- • Millî Edebiyat Anlayışının Sürdüğü Şiir Eğilimi (İnkılapçı Şiir)
- • Saf Şiir Eğilimi
- • Yedi Meşaleciler
- • Toplumcu Şiir
- • Garip Hareketi
- • Garip Dışındaki Yenilikçi Şiir
- • Mavi Hareketi
- • İkinci Yeni
- • İkinci Yeniden Sonra Toplumcu Şiir
- • Maveracılar
- • 1980 Sonrası Türk Şiiri
Bu bölümler tek tek incelenecektir. bendelimiyim.com takipçileri için sırayla bu bölümleri inceleyeceğiz.
sonraki ders notu olan MİLLÎ EDEBİYAT ANLAYIŞININ SÜRDÜĞÜ ŞİİR EĞİLİMİ (İNKILAPÇI ŞİİR) başlığını okumak için tıklayın. (henüz hazır değil hazırlanınca link aktif olacak siteyi takibe devam)