
Mai ve Siyah’tan Osmanlıca Metin
Merhabalar sevgili Osmanlıca okurları. Bu yazıda sizlerle Halid Ziya’nın Mai ve Siyah isimli romanından alınmış bir parça paylaşacağız.

Bu siyah bir gece idi.. Öyle bir gece ki gûyâ semâvât bütün kandillerini söndürerek denizlere hafayâ-yı bezm-i gaybı dökmek için hazırlanmış idi. Yalnız ileride direklerle bacanın birer serseri-i leyâl şeklinde yürüyen gölgelerine zulmetler içinde rehberlik eden vapurun kırmızı fenân bu siyahlıklar arasında açılmış uzak bir kırmızı göz gibi parlıyordu. Bu siyahlıklar…
Ahmet Cemil işte şu saçlarının arasında üşüterek geçen rüzgarın, kanatlarını çırpa çırpa bu siyahlıkları semâlardan denizlere döktüğünü hissediyor, görüyor, onların feşâfeş-i sükûtunu işitiyordu: Gûyâ bir bârândır siyah…
Birden bu siyah gecenin karşısında aklına bir başka gecenin hatırası geldi.
Tâ mebde-i hayât hülyâsında. tâ zaman-ı incilâ-yı ümidinde Tepebaşı bahçesinde Halice bakarak seyrettiği mâi gece ile o bârân-ı elmâsı tahattur etti.


Başka metinlerde görüşmek üzere.
Yorum gönder