Osmanlıca, Tehlil, İsmail Safa

Osmanlıca metinler paylaşmaya devam ediyoruz. Yazılarımızı okuyan arkadaşlardan ricam yorumlarınızı eksik etmemenizdir. Daha fazla metin için yazılarımıza gösterdiğiniz ilgiyi görmemiz bizi daha fazlasını yapmak için motive ediyor. Bu yazıda İsmail Safa‘nın Tehlil adlı eserini paylaşacağız.

Osmanlıca Metin Tehlil İsmail Safa

Tehlil Osmanlıca Metin
Osmanlıca Metin Tehlil

Tehlil Günümüz Alfabesiyle

Zâtım benim ey zâtına huccet olan Allâh
Ey varlığı varlık ile müsbet olan Allâh

Evhâma hakâyık olamaz münkeşif ammâ
Zulmetler eder kalbime envârını îmâ

Manzûrum olan hey‘et-i mecmû‘a-i zerrât
Bir nâ-mütenâhîliği etmekdedir isbât

Daldıkça temâşâ-yı mesâbîh ile fikre
Mecbûr olurum her gece tesbîh ile zikre

Sensin getiren gördüğüm eflâki vücûda
Sensin beni meyyâl kılan hâk-i sücûda

Bir zerre kalırsa bu semâvâta göre arz
Bi’n-nisbe demek etmeliyim kendimi yok farz

Mahdûd iken insandaki ‘akl ey ulu Yezdân
Olmaz mı bu pâyânsız olan mülkile hayrân

Bi’l-farz kabûl etmese de ‘akl, tenâhî
Bir cüz’ kalır, küllî onun sensin ilâhı

Bir cüz’e bakıp küllü nasıl eylerim inkâr
Bir katre eder fikrime ‘ummânları ihtâr.

Ecrâm, birer zerre’-i zî-şân-ı Celâlin
Ezhâr ise evrâk-ı perîşân-ı Cemâlin

Ebhâr, merâyâ-yı fezâ-yı melekûtun
Kuhsârlar âsâr-nümâ-yı ceberûtun

Eşcârda kuşlar ediyor nâmını tebcîl
Eşcâr ki ervâha olur minber-i tehlîl

Gerdânşude-i feyz-i derindir bu ‘avâlim
Bâzîçe-i dest-i kaderindir bu ‘avâlim

Muhtâc değilsin bu bu hükûmetde şerîke
Ey şâh-ı melâ’ik-sipeh ü ‘arş-erîke

İdrâk-i ulûhiyyetine varmıdır imkân
‘Aklın daha mâhiyyetini bilmiyor insân

Bî-vâlid ü mevlûd (u) vücûd-ı Samedîsin
Allâhu Ehad’sin, Ezelîsin, Ebedîsin

İsmail Safa

Günümüz Türkçesiyle

  1. Ey, varlığım varlığına delil olan Allâh! Ey, varlığı varlıklarla
    ispatlanan (kanıtlanan) Allâh!
  2. Vehimler (kuruntular) gerçekleri açıklayamaz ama, karanlıklar kalbimin nurlarını işaret eder.
  3. Gördüğüm atomlar (zerreler) topluluğunun hepsi, bir sonsuzluğu ispat etmektedir.
  4. Her gece yıldızları tefekkür ederek seyretmeye daldığım zaman, seni(n adını) zikretmeye (anmaya) mecbur olurum.
  5. (Çünkü) gördüğüm bu felekleri (yoktan) var eden Sensin. Beni secde toprağına (secde etmeye) (çok) meyilli yapan da Sensin.
  6. Eğer; dünya, göklere nispeten (görece) bir zerre (gibi küçük kalıyor) ise ben (o zaman) kendimi yok farz etmeliyim (saymalıyım).
  7. Ey ulu Tanrı! İnsandaki akıl sınırlıyken, bu sonsuz mülk (karşısında) şaşırıp kalmaz mı?
  8. Faraza, akıl kabul etmese de, sonsuzluk ondan bir parça gibi kalır. Hepsinin ilâhı Sensin.
  9. Bir parçaya bakarak bütünü nasıl inkâr edebilirim. Bir damla, düşünceme denizleri (çağrıştırır) getirir.
  10. Gök cirimleri (yıldızlar, aylar ve güneşler) büyüklüğünün şanlı birer zerresidir. Çiçekler ise güzelliğinin dağınık yapraklarıdır.
  11. Denizler, hükümranlığının göklerinin aynaları; dağlar, ululuğunu gösteren eserlerdir.
  12. Ağaçlar –ki ruhların (lâ ilâhe illâ’llâh diyerek) zikrettiği minberlerdir. Kuşlar, (bu) ağaçlarda, (Senin) ismini yüceltirler.
  13. (Bütün) bu âlemler, Senin bağış kapında boyun bükmüştür. (Bütün) bu âlemler Senin kader (kudret) elinin oyuncağıdır.
  14. Ey tahtı arş, ordusu melekler olan şah! (Ey melekler ordusunun arş tahtlı, şahı) Bu idarede (asla) ortağa ihtiyacın yok.
  15. İnsan, daha aklın mahiyetini bilmezken, Senin ilâhlığını anlamaya imkân var mı?
  16. Ey Allâh’ım sen doğmamış ve doğrulmamışsın. Samedsin. (Her şey sana muhtaç, sen hiç bir şeye muhtaç değilsin.) Sen Bir’sin, Ezeli ve Ebedîsin (öncesiz ve sonrasız).

Günümüz Türkçesine çeviri http://cacarondergisi.blogspot.com/2014/05/tehlil-ismail-safa.html adresinden alınmıştır. Edebiyata ilgili olan herkesin seveceği bir sitedir sık kullanılanlara eklenecek bir sitedir. Ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com