Sözcüklerde Anlam İlişkileri

 

1. EŞANLAMLI {ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLER:

Yazılışları ve okunuştan ayn olduğu halde anlamlan aynı otan sözcüklere eşanlamlı sözcükler denir. Dildeki bâzı kavramlan anlatmak için birden çek sözcükten yararlanabiliyoruz. Aynı kavramı dile getiren bü sözcükler arasında anlam farklılığı yoktur. Bu sözcükleri çoğu kez birbirinin yerine kullanabiliriz.
Eşanlamlılık ilişkisinin temelinde dilleri arasındaki sözcük alışverişi yatar. Çünkü her dil, bir kavramı karşılamak için tek bir sözcük üretir, İkincisine ihtiyaç duymaz. Eşanlamlı sözcüklerden birisi genellikle yabancı kökenlidir.
Örnekler:
 
 
 
UYARI:

Sözcükler, daima kullanıldıkları cCimle içerisinde ve yanında yer alan diğer sözcüklerle bağlantısı dahilinde ele alınmalıdır: Tek başlarına eşanlamlı gibi görünen sözcükler .cümle içerisindeki kullanımlarında her , zaman birbirlerinin yerini tutmayabilir. 

 
 

İçtiğim çaylar midemi rahatsız etti.
Armut dokunuyor: onun için pek yemiyorum.

Yukarıdaki cümlelerde “rahatsız etmek” ve “dokunmak” sözleri eşanlamlı olarak kullanılmıştır. Çünkü biri diğerinin yerine kullanıldığında cümlenin Anlamı değışme-mektedir. Ancak “Kendi keyfimiz için sevdiklerimizi rahatsız etmeye hakkımız yok.” cümlesinde “rahatsız etmek” yerine “dokunmak” sözcüğünü kullanamayız.

 2.YAKIN ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Eşanlamlı gibi görünmelerine karşın aralarında az çok anlam ayrılıkları bulunan sözcüklere yakın anlamlı sözcükler denir. Yakın anlamlı sözcüklerin aralarında tam bir eşitlik görülmez. Bu nedenle yakın anlamlı sözcükler gelişigüzel kullanılmaz. Çünkü anlam» etkili kılmada sözcüklerin her birinin ayrı bir değeri vardır. Su tür sözcükleri doğuran temel neden, sözcükleri daha doğru ve düzgün kullanma isteğidir.
Bu sözcükler anlamca birbirine ne denli yaklaştırılırsa yaklaştıksın bunların arasında küçük bir anlam ayrımı vardır. Aslında bir dilin kendi sözcükleri arasında eşan-lamlıîıktan çok, yakın anlamlılık söz konusudur. Yakın anlamlılık sözcük düzeyinde olduğu gibi söz öbeği düzeyinde de olabilir.
 
 
 
 

3. KARŞIT (ZIT) ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Anlam bakımından birbirine ters düşen, birbiriyie çelişen sözcüklere karşrt (zıt) anlamlı sözcükler denir. Karşıt anlamlı sözcüklerden birinin cümlede oluşturduğu anlam, duygu ve düşünceyi diğeri tamamen reddeder. Dilde her sözcüğün karşıtı yoktur. Özellikle nitelik ve nicelik bildiren sözcüklerin (sıfatların ve zarfların) ve kimi fiillerin, adların karşıtları vardır.

Anlatımda karşıtlıklardan yararlanmak söze güç katar; okuyucunun kolayca etkilenmesini ve konuyu daha iyi kavramasını sağlar. Aynı varlığın karşıt yönleri belli sözcüklerle dile getirilirse aynı zamanda “tezat” denilen bir söz sanatına da başvurulmuş olunur.

Karşıt Anlamlı Sözcükler:
şişman-zayıf
uzun-kısa
iyi-kötü
çalışkan-tembel
doğmak-ölmek
ağlamak-gülmek
 
 
 
 

4. SESTEŞ SÖZCÜKLER

Anlam bakımından farklı, ses bakımından aynı olan sözcüklere sesteş (eşsesli) sözcükler denir.

Yazılışları ve okunuşlan aynı iolan bu tür sözcüklerin anlamlan aynı değildir, farklıdır. Halk edebiyatındaki cl-laslı manilerde eşsesli sözcüklere sıkça rastlanır.
Aşağıdaki tabloda sesteş sözcüklere bazı örnekler verilmiştir. Bunlan inceleyiniz.

 
UYARILAR: 
1- Değişik anlamlarda kullanılmış çok anlamlı söz cûklerle sesteş sözcükler birbirine karıştırılmamalıdır. Sesçe benzer bile olsa yan anlqm bağlantısıyla kullanılan sözcükler sesteş sayılmaz; çünkü bunlarda anlam bağıntısı kopmamıştır. Sesteş sözcükler ayn köklerden gelir.
 
►Yaralanan parmağı hemşire sardı.
►Asmanın kollan çardağı sardı.
►Eşyaları kamyona sardı.
 
Dikkat yukarıdaki örnek cümlelerde altı çizili sözler sesteş değildir.
 
 2- İnceltme veya uzatma işareti alan Arapça veya Farsça kökenli sözcükler Türkçüdeki benzer sesli sözcüklerle eşseslilik oluşturmaz. Çünkü bunlar sesçe benzer sayılmaz.
 

►Adet – Âdet
►Hala-Hâlâ

►Var-Yâr
 
3- Bir sözcüğün temel anlamı He mecaz anlamı ses-teş olarak düşünülmemelidir.
 

►Havai fişekler ardı ardına patladı. ◄ temel anlam
►O sessiz adarn bir anda patladı ve ağzına geleni söyledi. ◄ mecaz anlam

 

5- YANSIMA KÖKENLİ SÖZCÜKLER:

Yansıma sözcükler, doğadaki çeşitli varlıkların ya da doğa olaylarının seslerini taklit yoluyla oluşurlar. Yansıma köklerin anlamı yoktur. Bu köklerden ad ya da eylem soylu sözcükler türetilebilir.

Örnekler:

 
 

6. SOMUT VE SOYUT ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Kavramlar, duyu organlarıyla algılanıp aigılanama-ması yönü ile iki türlüdür:
a) Somut Sözcükler
Beş duyudan biri veya birkaçıyla algılanabilen varlıkları karşılayan kavramlar somuttur. Sözcüğün karşıladığı, hatırlatıp aklımıza getirdiği variık ya da kavram bu durumda madde halinde biçimlenmiştir. Bu kavramı duyularımızla (işitme, görme, dokunma, tatma, koklama) algılayabiliriz. Somut anlamlı sözcükler herkesin düşüncesinde aynı görüntüyü canlandırır; sayılabilir, ölçülebilir, tartılabilir.
b) Soyut Sözcükler
Duyular aracılığı ile algılanmayan, olay ya da olguları karşılayan kavramlar soyuttur. Bunlar madde halinde biçimlenmemiş; ancak varlığrra akıl yürütme yoluyla karar verebildiğimiz bir kavram ya da durumu bildirirler.
Somut                     Soyut
ses                           korku
hava                        akıl
mikrop                    insanlık
su                            cesaret
kum                        rüya
Uyarı:
Somut anlamlı kimi sözcükler zaman içinde anlam genişlemesine uğrayarak soyut anlamlar da kazanmışlardır.
Bu yol Ankara’ya gider. (Somut)
Problemi bu yoldan çözün. (soyut)
 
 

7. GENEL VE ÖZEL ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Varlıkları ya da kavranılan topluca belirten, adlandıran sözcüklere genel anlamlı sözcükler denir. Tek bir varlığı adlandıran, belirten sözcükler ise özel anlamlı sözcüklerdir.
Genel anlamlılık göreceli bir kavramdır. Bir sözcüğe (kavrama) göre genel anlamlı olan sözcük, bir başka kavrama göre özel anlamlı olabilir. Varlıklann kendi içinde genelden özele doğru bir derecelenip söz konusudur.
Varlık Canlı > Hayvan > Memeliler > Keçi > Ankara keçisi…
 
 

8. NİCELİK VE NİTELİK BİLDİREN SÖZCÜKLER:

Bir şeyin sayılabilen, ölçülebilen ya da azaiıp çoğalabilen durumunu bildiren sözcüklere nicelik anlamlı sözcükler denir.
“Birçok işçi bu greve katıldı.” cümlesinde “birçok” sözcüğü belirsiz bir niceliği; “Ağustosta Antalya’da sekiz gün kaldık.” cümlesinde “sekiz” sözcüğü de belirli bir niceliği dile getirmektedir.
Dilimizdeki kimi sözcükler de bir kavramın veya nesnenin nasıl olduğunu, ne gibi özellikler taşıdığını anlatır, Böyle sözcüklere nitelik anlamlı sözcükler denir. Bu tür sözcükler daha çok sıfat ya da belirteç görevi yaparlar.
Soğuk bir kış günü yola çıktık.
Ne güzel görünüyor kırmızı gelincikleri…
Bu dizelerdeki altı çizili sözcükler nitelik bildirmektedir.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com