Şinasi’nin Türk Şiirinde Yaptığı Yenilikler
Şinasî, klasik şiirin kaside şeklinde bazı değişikliklere gitmiş, kasidelerinin üçünde nesib kısmını kaldırarak doğrudan doğruya medihte bulunmuş, birinde de mesnevi nazım şeklini kullanmıştır. Medih sırasında kullandığı sıfatların klasik edebiyatta olduğu gibi herkes için kullanılabilir olmaları anlayışından ayrılarak, medihte bulunduğu kişinin özelliklerine göre sıfatlar kullanmıştır. Eski mazmunların yanında yeni mazmunlara yer vermiş, yeni bir ifade tarzı getirmeye çalışmıştır.
Mehmet Kaplan, Şinasî’nin Türk şiirinde yaptığı yeniliği şu maddeler altında gösterir:
“1. Şinasî kendinden önceki Türk şiirinden ayrı bir şiir vücuda getirmiştir.
2. Bu şiir, muhteva bakımından eskilerden ayrıdır. Şinasî münâcaat ve kasidenin “madde ”terinde bir tasfiye yapmış, yeni fikir temleri kullanmıştır.
3. Şinasî’nin ön plâna aldığı fikirler ve diğer “madde”ler, içinde yaşadığı devrin ileri hâkim fikirleridir: Modern kâinat görüşü, demokrasi, akılcılık gibi.
4. Şinasî’nin şiirleri üslup bakımından da yenidir:
a) Şinasî Divan mazmunlarını büyük çapta terk etmiştir.
b) Çıplak bir ifade tarzı yaratmağa çalışmıştır.
c) Yeni imajlar bulma yolunu açmıştır.
d) Arapça, Farsça tamlamaları çözmeğe gayret etmiş, bilhassa halkın kullandığı kelime ve ifade tarzlarına kıymet vermiştir.
e) Canlı, hareketli, konuşma sentaksına yakın bir mısra yapısı kurmayı denemiştir. ” (Kaplan 1976: 274)
Klasik şiirin değişmesi yolunda Şinasî’nin gazel tarzında kaleme aldığı Arz-ı Muhabbet adlı küçük manzumesi onun yapmak istediği yeniliği gösteren iyi bir örnektir. Şair, gazel nazım şeklinden şiirine başlık koymakla daha baştan ayrılır (Akün 1979a: 556). Sade bir söyleyişin içinden dile getirdiği aşk temi çevresinde eski şiirin klişeleşmiş değişmez unsurlarını ayıklar, mazmunları çözer, kadına mazmunların dışında bir varlık kazandırır.